13 Eylül 2019 Cuma

çini Tülay Atilla

             Çini ustaları, “reçete” olarak adlandırdıkları doğayla ilgili geleneksel yapım bilgilerini ve süsleme tekniklerini usta-çırak ilişkisi içinde yüzyıllardır kuşaktan kuşağa aktararak yaşatmışlardır. Geleneksel çini sanatına karakterini veren ve onu koruyan en temel etmen; hammaddenin teminine, boyaların hazırlanmasına, üretim araçlarının yapım ve kullanımına, fırınlama süreçlerine, süsleme tekniklerine ve estetik anlayışlara ilişkin kuşaktan kuşağa aktarılarak yaşatılan bilgiler ve uygulamalarda kendini gösteren geleneksel zanaatkârlıktır. Anadoluda ilk mavi çininin izlerine Gökmedresede ki çini örneklerinde rastlıyoruz.    
              1943 doğumlu memur bir babanın cocuğu olan Tülay hanım ilk okulu ve orta okulu Niksarda okur.Çocukluk aşkı olan gençle yıllar sonra karşılaşır ve onunla evlenir.Üç çocuğu olur.
              Tülay ustam çok çalışkan boş durmayı sevmeyen üretime ve yeniliğe daima açık bildiklerini ihtiyacı olanla paylaşmayı seven birisi. Memlekete dönüş yıllarını Yeniden diriliş olarak dillendirdi. El sanatlarının çeşitli alanlarında becerisi olan ve 25 yıl hobi olarak yaptığı çalışmalarla kendisini geliştiren Tülay ustam yine boş durmadı. Ebru sanatını öğrendi ve 50 yaşında usta öğretici belgesini aldı.  Bunun yanı sıra gönüllü işlerde görev almayıda ihmal etmedi.  Nikbed(niksar bedensel engelliler vakfında ) öğretmenlik  ve aynı zamanda başkanlığınıda yaptı. Bunlar bana yetmedi hayallerim vardı ve bu hayallerimden kaymakam beye bahsettim .gönüllüler tarafından gerekli malzemeler ve destek sağlandıktan sonra bedensel engelliler yararına çini üretimi yapıp gelir sağlamaya başladık.Daha sonra ben bu görevimden ayrıldım ve kendi atölyemi kurdum. Bunun için gerekli belgeleri ve ustalığımı 68 yaşında aldım. Niksara çini işini ilk getiren benim fark yaratmak için bunu seçtim. Bir iki fırın bozduk ama işi öğrendik. Şimdi şu anda 5 yıldır kendi ürünlerimizi farklı bir şekilde üretiyoruz. Bilmediğimiz için çalışmalarımızda biz kendi kendimize farklı usullerde üretim yapmışız bizim bu üretimimizide müşteri çok beğendi. Bizim  çinilerimiz Kütahyan'ınkinden farklı şimdi bilmediğimizden dolayı yarattığımız bu farkımız bizim markamız oldu.
              Hamur haline getirilmiş killi toprağın pişirilmesiyle yapılan, çeşitli renk ve motiflerle süslenmiş sırlı seramik ev eşyaları veya duvar panolarına “çini” denir. Çinicilik ise, kendine özgü yapım ve süsleme teknikleriyle yüzyıllardan beri yaşayan geleneksel Türk çini sanatının etrafında şekillenen zanaatkârlığı ifade etmektedir. Çini süslemelerinde genellikle kozmik düşünceleri ve inançları simgeleyen geometrik şekiller, bitkisel süslemeler ve hayvan figürleri değişik renk kompozisyonları ile kullanılmaktadır. Renk kompozisyonlarında beyaz veya lacivert fon üzerine kırmızı, kobalt mavisi, turkuaz ve yeşil renklerin kullanımı geleneksel çinilerin karakteristik özelliğidir.
            Kursiyerlerimizle ve çalışanlarımızla beraber Amerika'ya ve üç kıtaya oğlumun sayesinde ürettiğimiz çinileri pazarlıyoruz ve  para kazanıyoruz. Tek hayalim çininin okulunun kurulması. Tülay ustam bir derya bir okul. Bu okula kayıt olanlar çok şanslılar. Kurduğu atölyelerde 120 kişiye ekmek kapısı olan ve ürettiği ürünleri üç kıtaya satan marka bir isim.
                Tülay ustam hayata bağlayan dinamik olmasını sağlayan çalışma aşkı.  Niksar'da çini öğretmenliği yapan ve 75 yaşında geleceğe dair planları olan yaptığı işin okulunu kurup daha çok kişiye ulaşmayı amaç edinen , Yaşanmışlıkların hakkını veren bu güzide insanın anlattıklarından yola çıkarak kendimizdeki yaşam enerjimizi açığa çıkması için bir öncü niteliğindeki hikayesinden yaşın öneminin olmadığını sadece işimize odaklanmamız gerektiğinin altını çizer ,geriden gelenlere örnek olması dileğiyle..." Dünya üzerinde insanlar bir direktir. Bu direkler üstünde sevgiye ait bir not vardır " bu notu okuya bildiysek ne mutlu bize.
Çırak  yetişiyor
Hayali bir okul kurmak
5 yıldır çini işiyle ilgileniyor
İlk usta


           



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder