30 Kasım 2017 Perşembe

SEVGİ

Seviyorsak paylaşalım.
Değer verelim,
Saygı gösterelim,
Kişiliğini,
düşüncesini,
inancını,
tarzını kabul edelim..

Seni seven sana itaat eden değildir.
Senin yol arkadaşındır.
Duygudaşındır,
Fikirdaşındır,
Yoldaşındır..

Sana olan sevgisini boyun eğmekle,
Alttan almakla,
Sessiz kalmakla ölçersen, eş değil, köle aramış olursun.
 Onu değil, kendini sevmiş olursun..
Sevgi itaat için değil,
Paylaşmak içindir...

#serhatyabanci
İnsta: @serhatyabanci
Benzer yazılarım web sitemde;
www.serhatyabanci.com

26 Kasım 2017 Pazar

ÖĞRENDİM



ÖĞRENDİM !

Kaybetmeyi olgunlukla karşılamayı
Yeni bir fırsat için kapı olduğunu ,
Gitmek isteyeni zorla tutamadığını,
Yol vermenin erdemlik olduğunu,
Hayatın götürdüğünü uğurlamayı
Getirdiğini güzellikle karşılamayı
Söylenmeyenleri duymayı
Söylenenlerden ders almayı.
Olana şükretmeyi
Şükrün çalışmak için şevk olduğunu
Olmayana sabretmeyi
Sabrın umut olduğunu ,
Birlikte yürüdüklerime eşlik etmeyi
Geride bıraktıklarıma vefa duymayı
Öğrendiklerimi uygulamayı
Unuttuklarımı hatırlamayı
Dinlenmenin bir işten bir işe koşmak olduğunu,
An be an değişime ayak uydurmayı
Kendi kendimi keşf etmeyi ben bu hayatı yaşarken,
ÖĞRENDİM !


24 Kasım 2017 Cuma

OKU

Yalanlamak ve reddetmek için okuma.!
İnanmak ve her şeyi kabullenmek için de okuma.!
Konuşmak ve nutuk çekmek için de okuma.!
Tartmak, kıyaslamak ve düşünmek için oku..!
Kendi süzgecinden geçirmek ve anlamlandırmak için oku!
Francis Bacon

23 Kasım 2017 Perşembe

ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN ÖĞRETMENİM

        Nereden başlayacağımı bilemiyorum. Son zamanlarda tüm kavramların içinin boşaltıldığını görmek beni umutsuzluğa sürüklesede işini gerçek manada yapan öğretmenlerin varlığına şahitlik etmek beni çok duygulandırdı.Dinlediğim hikayeyi sizinle paylaşmak istiyorum.
         Düşünün bir kere üniversitede öğretim görevlisisiniz. Okulun kuralları ve kendinizin kesin ve katı kuralları var. Prensiplerinizden asla ödün vermiyorsunuz. Karşınızda da bulunduğu şartlar gereği prensiplerinizden ödün vermenizi bekleyen bir öğrenci var. Hayatı ve geleceği sizin vereceğiniz karara bağlı. Siz olsanız ne yaparsınız ? Ödün vermez prensipleriniz doğrultusunda mı hareket ederdiniz ? Yoksa öğretim görevliliğiniz süresi boyunca bugüne kadar yapmadığınız bir şeyi ilk kez yapıp bir insanın bir gencin bir öğrencinin hayata tutunması için onun yolunu açmak için prensiplerinizden taviz mi verirdiniz. Bu sizin elinizde , siz olsanız ne yapardınız ?
            Evet asla taviz vermem diyenlerde olacak, ilk kez senin için prensiplerimden ödün veriyorum diyende. Benim gönlüm ikincisinden yana, bazen bir ilki başarmak için bir gönlü kazanmak için prensiplerimizden vaz geçebiliriz diye düşünüyorum. Kurallar insanları eğitmek için konulmuş. Eğer benim kurallarımdan vazgeçmem karşımda ki insan için bir ders niteliğinde olacaksa neden olmasın. Asıl mesele insan kazanmaksa  vatana millete annesine babasına hayırlı evlat olmaksa herşeyden önemlisi kişinin kendisine olan güvenini sağlamlaştıracaksa neden olmasın diye düşünüyorum. Böyle düşünmüş olmalı ki kendisiyle çelişkiye düşmesine rağmen prensiplerinden ilk kez vaz geçen verdiği kararla kendi açısından bir ilke imza atan ve öğrenci  açısından dünya üzerinde ki en büyük mutluluğun yaşanmasına sebebiyet veren  Ülkü öğretmenimize yürek dolusu selam olsun. Öğretmenlik çocuklara dokunmak, onların seviyesine inmek, değer vermek kıymet bilmektir, insan yetiştirmek, kişiyi kazanmak ve faydalı birey haline getirmektir, sizin şahsınızda gerçek öğretmenlerimizin okullarda ve üniversite kurumlarında gönül ehli öğretim görevlisi bilim insanlarımızın çoğalması dileğiyle...iyi ki varsınız. "Öğretmenler yeni nesil sizlerin eseri olcaktır." derken Ulu önder  Mustafa Kemal Atatürk  içinde sevgi ve merhametle yoğrulmuş bir neslin yetişmesindeki  mimarların öğretmenler olacağının altını çizmiştir.
             Teşekkürler  ülkü öğretmenim , sizin şahsınızda tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutlar , sevgi ve merhamet odaklı gönül insanlarının çoğalması dileğiyle...
         
        

16 Kasım 2017 Perşembe

40 yaş Kendin olduğun yaştır.


Aslında 40 yaş, kendin olmayı keşfettiğin yaştır.
Yaşadıklarının sana kazandırdığı tecrübeyi hazmettiğin,
Kendini tanıdığın,
Ne istediğini değil aynı zamanda ne istemediğini de bulduğun,
Kendini kimseye kanıtlamaya çalışmadığın,
Olduğun gibi sevilmeyi göze aldığın yaştır.

Çocuklarının sana bağımlılığının azaldığı,
İş hayatının oturduğu,
Ekonomik kaygılarının azaldığı,
Ev araba koşturmasının nispeten azaldığı,
Kendine zaman ayırmak için zamanın arttığı bir önemdir, 40 yaş.

Arkadaşlıkların kökleştiği,
Akrabalıkların derinleştiği,
Çocukların boylarının yetiştiği,
Yaşam kurallarının gevşediği yaştır, 40 yaş.

Geçmişi gözden geçirdiğin,
İlişkini masaya yatırdığın,
“Her şeye rağmenlerden” vazgeçtiğin,
Bahaneleri kabul etmediğin yaştır, 40 yaş.

Hayatındaki patinajlara dur denildiği,
Egonun, sevgi ve değere yenildiği,
İnsanın kendisine döndüğü,
Geçmiş ile gelecek arasında kaldığı,
Kısa bir süreçtir, 40 yaş.

Yaşanmamışlıkların seni sıkıştırdığı,
Artık ertelemenin mümkün olmadığı,
Kimsenin bencilliğine boyun eğilmediği,
Kendini fark ettiğin yaştır, 40 yaş.

12 Kasım 2017 Pazar

FARKI FARK ETMELİ İNSAN

Can Yucel ne güzel anlatmış...
Farkında Olmalı İnsan...
Kendisinin, Hayatın, Olayların, Gidişatın Farkında Olmalı
Farkı Fark Etmeli, Fark Ettiğini De Fark Ettirmemeli Bazen...
Bir Damlacık Sudan Nasıl Yaratıldığını
FARK ETMELİ.
Anne Karnına Sığarken Dünyaya Neden Sığmadığını Ve En Sonunda Bir Metre
Karelik Yere Nasıl Sığmak Zorunda Kalacağını
FARK ETMELİ.
Şu Çok Geniş Görünen Dünyanın, Ahrete Nispetle Anne Karnı Gibi Olduğunu
FARK ETMELİ.
Henüz Bebekken "Dünya Benim!"Dercesine Avuçlarının Sımsıkı Kapalı
Olduğunu, Ölürken De Aynı Avuçların "Her Şeyi Bırakıp Gidiyorum İşte!"
Dercesine Apaçık Kaldığını
FARK ETMELİ.
Ve Kefenin Cebinin Bulunmadığını
FARK ETMELİ.
Azraillin Her An Sürpriz Yapabileceğini, Nasıl Yaşarsa Öyle Öleceğini
FARK ETMELİ
Ve Ölmeden Evvel Ölebilmeli. ?
Hayvanların Yolda Kaldırımda Çöplükte
Ama Kendisinin Güzel Hazırlanmış Mükellef Bir Sofrada Yemek Yediğini
FARK ETMELİ.
Eşref-İ Mahlûkat (Yaratılmışların En Güzeli) Olduğunu
FARK ETMELİ.
Ve Ona Göre Yaşamalı.
Gülün Hemen Dibindeki Dikeni Dikenin Hemen Yanı Başındaki Gülü
FARK ETMELİ.
Evinde 4 Kedi 2 Köpek Beslediği Halde
Çocuk Sahibi Olmaktan Korkmanın Mantıksızlığını
FARK ETMELİ.
Eşine "Seni Çok Seviyorum!" Demenin Mutluluk Yolundaki Müthiş Gücünü
FARK ETMELİ.
Dolabında Asılı 25 Gömleğinin Sadece Üçünü Giydiğini Ama Arka Sokaktaki
Komşusunun O Beğenilmeyen Gömleklere Muhtaç Olduğunu
FARK ETMELİ.
Zenginliğin Ve Bereketin Sofradayken Önünde Biriken Ekmek Kırıntılarını
Yemekte Gizlendiğini
FARK ETMELİ.
63 Yıllık Ömründe Hiç Karnı Doymayan Bir Peygamber'in Ümmeti Olarak
Aşırı Beslenme Yüzünden Sarkan Göbeğini
FARK ETMELİ.
Ömür Dediğin Üç Gündür,
Dün Geldi Geçti Yarın Meçhuldür,
O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür, O Da Bugündür....
Can Yücel

10 Kasım 2017 Cuma

40 sayısının İNSANLIK tarihinde ki yeri


Kırk sayısı rakamlar var olduğu günden bu yana, Türk, Altay, Orta Asya ve Ortadoğu ülkelerinin mitolojilerinde ve halk arasında ve ayrıca İslam kültüründe Kutsal Sayı olarak kabul edilmiştir. İslam dininde ölümün ardından kırk gün sonra mevlit ve Kuran okunur. Hz. Musa Peygamber, Tanrı’nın emirlerini Tur Dağı’nda kırk gün kırk gecede almıştır. Tasavvufta Kırk erenlerin sonsuza kadar yaşayacağına inanılır. Onlar, göze görünmezler ve Tanrı tarafından özel olarak seçilmişlerdir. Bektaşilerde dört kapı kırk makam vardır. Kırklar, Türk kültüründe Kırk Evliya demektir. Kırklara karışan erenler bir daha başkasına görünmezler. Hz Adem’in hamuru 40 gün bekletilmiş olup, Allah Hz. Adem’i yarattıktan 40 yıl sonra göklere çıkartmıştır. Deccal’in dünyada kalma süresi 40 gündür, Hz. Nuh’un gemisinde ise 40 erkek 40 kadın ve 40 hayvan vardı, Gemi tufandan 40 gün sonra Cudi dağına oturmuştur. Şafi mezhebinde Cuma namazının şartlarından biri namazı kılanların 40 kişi olmasıdır. Hz. Adem hayattayken Allah, Hz. Havva’ya 40 öz evlat vermiştir. Müslümanların sayısı 40′ı bulduktan sonra Hz. Muhammed İslamı aleni bir şekilde ilan etmiştir. Hz Muhammed 40 yaşında peygamber oldu. Hz. Yunus balığın karnında 40 gün kalmıştır. Hz. Davut’un 40 gün 40 gece yemek yememesi ve 40 yıl ağlaması, İnsanın aklı kemale 40 40 erenyaşında girer. 40 Müslümanın arasında bir veli bulunur. Karakışın günleri 40′tır Kürtçe’de (Çıle) 40 gün şeklinde isimlendirilir. Kişi öldükten 40 gün sonra mevlit okunması, Üzüm suyu 40 gün boyunca kapalı kalırsa sirke olur. Hz. İlyas 40 yaşında peygamber olur. 40 kişi bir cemaattir. 5 vakit namaz, sünnetleri ile birlikte 40 rekattır. Tırnak kesmeyi, koltuk, kasık temizlemiyi 40 günden fazla geçirmek günah olur. Akrabayı ziyarette 40 günü geçirmemelidir. Allah için 40 gün nöbet tutanın bütün günahları temizlenir. 40 koyundan biri zekat verilir. Ruh anne karnındaki bebeğe 40. gün girer. Kadınlarda hamilelik 40 hafta sürer. Mehdi’nin kıyametten önce 40 yaşında ortaya çıkacağına ve kırk yıl yeryüzünde kalacağına inanılır. İnsana olumsuz bir büyünün de 40 gün süresinin olduğuna inanılır. 40 günün sonunda etkisi geçer. Kuranı Kerim’de 40 ile ilgili ayetler şunlardır.
– Nihayet olgunluk çağına gelip, kırk yaşına varınca şöyle der (Ahkaf: 15)
– Ben sizin aranızda bundan (Kur’an’ın inişinden) önce (kırk yıllık) bir ömür yaşadım. Hiç düşünmüyor musunuz?” (Yunus 16)
– Rabbinin belirlediği vakit kırk geceye tamamlandı. (Araf 142)
– O halde orası onlara kırk yıl haram kılınmıştır. (Maide 26)
Eski insanlar hep kırk gün sabret, kırk gün tekrarla, kırk güne kadar gerçekleşir demişlerdir. Birine, kırk gün deli denilirse delirir.
Yunus Emrenin 40 yıllık bir çilesi anlatılır. Kırkı çıkmak, Kırk katır kırk satır, Kırk gün kırk gece, Kırk kere söylersen olur, Kırkından sonra azanı, Kırk parçaya bölünmek, Kırk yiğitler, Kırk haramiler, Kırk dereden su getirmek, Kırklara karışmak, Kırk tarakta bezi bulunmak, Kırk akşamın delisi, Kırk çarşamba bir arada, Kırk evin nankör kedisi, Kırk gün düşünsem aklıma gelmez, Kılı kırk yarmak, Kırk bir kere maşallah, Kırk kürk kırkının da kulpu kırık küp, Kırklanmak. 40 Rakamı Hazırlık ve tamlıktır. Bereketli sayıdır. Zamana işaret eden 4′ün ve bilgi demek olan 10′un çarpımıdır. Kutsal metinlerde 40 gün veya 40 yıl arınma bekleme veya hazırlanma süresidir. Katolik Kilisesine göre 40 insanın Kanonik çağıdır. Yani zeka bu yaşta bütünüyle gelişmiş olur. İslam Mistisizmine göre Sufinin 40 günlük inzivaya katlanması şarttır. Bektaşilikte 40′lar vardır. 40 sayısı Tevrat’ta da insanın yaş
 dönemlerini belirtir. Doğum yapmış kadınların çocukları ve ölüler için doğumdan ve ölümden sonra, 40 gün geçmesi daha sonra şerbet ve lokma dağıtılması ile ‘kırkı çıkmak’ deyiminin kullanılması da 40 sayısının özelliğine olan inançla ilgilidir. Doğum yapan kadın ile doğan bebeğin mezarı 40 gün açık kalır. Yani her an ölebilirler anlamındadır. kırklarKırkları çıkana kadar da, başka kırklı lohusa kadınlar birbirleriyle karşılaştırılmazlar, kırkları karışmaması için. Bu yüzden lohusa kadın ve bebeği, kırk gün dışarı çıkamazlar. Ayrıca, insanlar tarafından Nuh tufanının 40 gün süren yağmurlardan sonra oluştuğuna, Tanrının Hz. Adem’in çamurunu 40 gün yoğurduğuna, Kırk sayısı Kuran’da ve onun hükümlerine dayanan hadislerde de geçer. Bunların biri de insanın 40 yaşında olgunlaşması ile ilgilidir. Hz. Muhammed’e 40 yaşında peygamberlik verilmesi, İslam dininin doğuşu sırasında ona ilk bağlananların kırk kişi olması, kadınlarda hamileliğin 40 hafta sürmesi de bu sayının kutsallığına olan inancı geliştirdi. İnsanın malının kırkta birini zekat olarak vermesi de bununla ilgilidir. Alevilikte en eski sebah 
da kırklar semahıdır. Hz. Muhammed’in isminin (Arap alfabesiyle yazılışında) başında ve ortasında bulunan mim harfinin sayısal değeri 40′tır. İsminden mim harfi çıkarıldığı zaman Ahad kelimesi kalır ki bu da ALLAH’ın isimlerinden olup, 1 demektir. Mısır Piramitlerin sayısı 80′e yakındır. Hepsi Nil’in sol kıyısına kurulmuş ve vadide 40 kilometrelik bir uzunluk içine yayılmışlardır. Olgunlaşma manasında, 40 fırın ekmek yemek deyimi kullanılır. Şaman inanışına göre ruh fizikî bedeni 40 gün sonra terk etmektedir. Eski Mısır’da firavunun ölümünden kırk gün sonra cennete gidebilmek için bir boğa ile mücadele etmek zorunda kalırmıs. Ayrıca 40 sayısı Eski Mısırlılarda gök varlıklarının kendi yörüngeleri üzerindeki dönüm sürelerini gösterir. Hristiyanlar paskalyaya 40 gün oruç tutarak hazırlanır. Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırının olması…40 hadis…Bir yastıkta tam kırk yıl kocama. Masallarda düğün kırk gün kırk gece sürer. Beden susuzluğa ancak 40 gün dayanabilir. Ayrıca 40 gün aksatmadan sabah namazını cemaatle camide eda edenlerin O’nunla mutlaka karşılaşıp görüşecekleri de Hızır Aleyhisselam’ın sırrına vakıf olanlar tarafından nakledilmiştir. Kur’an-ı kerimi kırk günde bir hatmetmek, müstehaptır. 40 ile ilgili hadisler, Her gece kırk ayet okuyan gafillerden yazılmaz. [Beyheki], Kırk kişi bir cemaattir. Bir ölüye dua ederlerse Allahü teâlâ, o ölüyü affeder. [Buhari], Şirkten uzak kırk mümin, bir müslümanın cenaze namazını kılarsa, Allahü teâlâ, muhakkak o müminlerin dualarını kabul ederek, o ölüyü affeder.[Müslim, Ebu Davud], Bir lokma haram yiyenin, kırk gün duası kabul olmaz. [Taberani].KUR’ANın 40. Suresi Mü’min suresidir. 40. Surenin 40. Ayeti: “Kim bir kötülük yaparsa, ancak onun kadar ceza görür. Kadın veya erkek, kim, mü’min olarak salih bir amel işlerse işte onlar cennete girecek ve orada hesapsız olarak rızıklandırılacaklardır.” der.
sozvesiir.com
(Alıntıdır)

8 Kasım 2017 Çarşamba

KİTAP FUARINDAN

         2012 yılında temeli atılan kırkkızlar efsanesinin günümüze uyarlanmış haliyle kadın hayatları üzerinden değerlerimizi  işlemeye çalıştığım kitabımın manidar bir şekilde ilklerle ve kırklarla buluşması beni çok çok heyecanlandırdı.
         Tokat valiliğinin, Tokat belediyesinin, Gazi Osman Paşa Ünüversitesinin,Kent konseyinin ve Milli Eğitim Müdürlüğünün ortak hareket etmesiyle şehrimizde bir ilkin yaşanmasında emeği geçen herkese teşekkürler. İnsanlığın yükselen değerlerinin bu topraklardan Türkiye'ye ve Türkiye'den tüm Dünya'ya yayılacağının bir göstergesi olarak oskara aday  " Ayla" filminin galasının bu topraklardan Zile'den yapılması beni çok heyecanlandırdı.Bunların hepsi tesadüf olamaz.Okumasını bilene bu çağda ki değerlerin otantik buluşmaların toplanma yeri olarak mayalanmaya hazır süt misali bir kaşık yoğut olan insanımızın ,değerleri bozulmamış doğal organik olmamızın bir göstergesi olarak görüyorum. 7den 70 şe herkes oradaydı. Çok güzel bir enerji döndü. Kırk kızlar bir bir geldiler.Okuyucu kırkkızları karşısında gördü .Bazen dokundu. Bazen sohbet ettiler. Annem teyzem kardeşlerim arkadaşlarım akrabalarım öğrenciler gençler tanış olan olmayan herkes oradaydı. Değerli yazarlarla ve söyleşilerinde buluştuğumuz aydın insanlardan bir iki kilime bir cümle aklımızda kalan bilgiler ışığında geliştik. Yine yeni yeniden kendimizdeki eksiği tamamlayıp bizde olanı hatırladık,değerlendirdik. Bir kitap bir insan kırk hikaye kırk insan her birinden kendimize ayna tuttuk.
            Sonuç olarak çok güzel oldu.okuyan şehir ,gülen şehir,Tokat'lının  yüzü güldü.

1 Kasım 2017 Çarşamba

KENDİNİ OKU

HAYAT İÇİN YOL PUSULASI

Ne olmasını bekliyorsun?
Hayatın sana ne sunmasını bekliyorsun?
Dün akşam hayali…ni kurduğun şeylerin, sabah olunca gerçekleşeceğini mi umuyorsun?
Yanlış Hayatın Peşinde Koşmayacaksın!
Sistem böyle çalışmıyor!
Düşünce gücü, metafizik, parapsikoloji, yoga, meditasyon, aklına her ne geliyorsa, neye inanıyor ve peşinden gidiyorsan, hepsi bir yerde… tıkanıp
kalacaktır!
Ummakla, dilemekle olmuyor, ayağa kalkacaksın!
Her şeyden önce farkına varacaksın!
Hangi öğretiye inanırsan inan, üstün körü anlamayacaksın.
Bir bilgiyi gerçekten hayatında uygulayamıyorsan, o bilgiye sahip olduğun yanılgısına kapılmışsın demektir.
Kendini kandırmayacaksın!
Gerçekleri anlayacak, sonu her ne olursa olsun kabul edeceksin.
Bazen bildiklerin, öğrendiklerinin acı verir.
Onu da yaşayacaksın.
Önce kendinin, ne olduğunun, nelere sahip olduğunun, gücünün, yeteneklerinin,
Bu hayata neden geldiğinin farkına varacaksın.
Hayatını, gereksiz şeyler uğruna harcamayacaksın.
Kalbinde yaşadığın her duyguyu aşk sanıp, peşinden çöllere düşmeyeceksin.
Aşkın adını ağzına almadan önce, uzun uzun düşüneceksin. Yüreğinle yüzleşeceksin.
Sevgiyi, tutkuyu, şehveti, alışkanlığı, çekimi, aşkı birbirinden ayırt edeceksin.
Hiç kimsenin ve hiçbir şeyin senden daha önemli olduğunu düşünmeyeceksin.
Bedenine, ruhuna, aklına sahip çıkacaksın.
Hak etmeyenin ardından yas tutup, bunu da aşka bağlayıp, aşkın şanını kirletmeyeceksin.
Kendini tanıyacaksın, hem de çok iyi tanıyacaksın!
Kimleri, neden ve niçin seçtiğini bileceksin.
İnsanız hepimiz, elbette zayıflıklarımız, düşkünlüklerimiz, saflıklarımız var ancak kendi huylarını, eksiklerini iyi tahlil edeceksin.
Ardından gözyaşı döktüğünün adını doğru koyacaksın!
Yıllar süren yaslar yaşayıp, unutamadığını iddia edeceğine, neden hayatına başlayamadığını çözeceksin.
Korkularınla yüzleşeceksin.
Yattığın yerden, kurduğun hayale uygun bir beyaz atlı prens beklemeyeceksin.
Aklın çalışacak, elin ekmek tutacak, kimseye boyun eğmeden yaşamanın lezzetini bileceksin.
İster kocan olsun, ister oğlun, ister anan, ister baban, kimsenin sevgisiyle hükmünü birbirine karıştırmayacaksın.
Ezilen, zavallı, akılsız olmak kazandırır gibi dursa da, sonunda mutlak kaybettirir; bunu unutmayacaksın!
Başkalarına değil, kendi gücüne inanacaksın.
Birinin boynuna asılarak durursan, karşındakini yormakla kalmazsın, bir gün kendi kolların bile çekemez ağırlığını düşersin; kimseye dayanmayacaksın!
Dünya da sensin, evren de!
Kendini geliştireceksin. Büyüyeceksin, olgunlaşacaksın.
Ruhunu da, aklını da bedenin gibi besleyeceksin.
Önce sen büyük olacaksın, farkında olacaksın, sonra dünyanın zevklerinin, aşkın, hayatın tadını çıkaracaksın.
Emanet hayatlara tutunup, ömrünü harcamayacaksın.
Ne olmasını bekliyorsan, sen öyle oturdukça, olmayacak.
Boşuna hayal kurmayacaksın!
  • Can YÜCEL