21 Temmuz 2023 Cuma

Neden Tokat GOP Üniversitesi Tercih Edilmeli ?

               Üniversite sınavlarının sonuçlarının açıklandığı şu günlerde tüm üniversiteler öğrenci tercihlerinde yer almak için kendi reklamlarını internet, televizyon ve sosyal medya üzerinden yapıyorlar. Bu kaynaklar üzerinden yaptıkları tanıtımlarda üniversitenin akademik başarılarını ve özelliklerini sıralarken, yaşanabilir bir şehrin sosyal, ekonomik ve kültürel özelliklerini ön planda tutarak öğrenciye en az iki yıl veya dört yılda sağlayacağı katkılar da göz önünde bulundurularak tanıtımlar yapılmalı ve bu otantik özellikler dile getirilmeli diye düşünüyorum. 

Bakkal amca bakkal amca 

Yağın var mı ? Var. 

Unun var mı? Var 

Şekerin var mı? Var 

Ne duruyorsun helva yapsana … helva yapsana…

Bizimde elimizde 45 çeşit usta var, öğrenci var, malzeme var  GOP üniversitesi çatısı altında “USTALAR AKADEMİSİ”ni kutup otantik değerlerimizi üretime geçmeliyiz. 

Hayalini kurduğumuz bu projeyi şöyle örneklendire biliriz. GOP Üniversitesinin 2023 hedefleri içinde yer almasını canı gönülden dilediğim USTALAR AKADEMİSİ nin çatısı altında ahilik geleneğinden gelen kıymetli ustalarımızın önderliğinde kadim şehrimize gelen öğrenciyi dört yılda usta çırak ilişkisi içinde zanaatlarımızı öğretmek ve bir sonraki nesle aktarmanın huzuruyla otantik değerlerimizi yerinde ve yerli üretim işbirliği içinde hayata geçirerek fark yaratmalıyız. Bu çok zor olmasa gerek. Buradan Gazi Osman Paşa Üniversitesi Rektörü Sayın Fatih Yilmaz hocama sesleniyorum. İki milyon öğrencinin tercih yapacağı şu günlerde bizim üniversitemizi tercih etmelerinin bir sebebi “ustalarımızdan öğrenecekleri otantik zanaatlar ile kendilerine fark yaratacakları uygulama ile öğrenci tercih ettiği bölümden yan alan olarak aldığı ustalık belgesiyle, öğretmen &bakırcı, mühendis &tahta baskı, mimar&kilim dokuma, ziraat mühendisi&ahşap oyma ustası olarak aldıkları belge ile hayata bir sıfır önde başlamak için bizim üniversitemizi tercih etmek ve Tokat’a  gelmek gerek” diyerek bu çalışmanın ilk adımı atılmalıdır. 

Üniversitemizin başarılı çalışmalarla ve USTALAR AKADEMİSİ çalışmasıyla diğer üniversitelerden farklı olacağı ve adından gelecek yıllarda söz ettireceği bu çalışmanın insan psikolojisi üzerinde bırakacağı olumlu etkinin sağlam nesiller yetiştirme yolunda sunacağı katkı tartışılamaz…

Tokatl’ıyız çok farklıyız, Tokat’lıyız çok tatlıyız diyebilmek için bu helvayı pardon bu USTALAR AKADEMİSİNİN temelini bir an evvel üniversite bünyesinde  atılması gerektiğine olan inancım çok yüksek. Her yönden uygulamalı eğitim alarak yetişen gençler öz güvenli, ayakları yere sağlam basan, öz kültürüyle kucaklaşmış, üreten bir nesilin mutsuz olma şansı yok. Üniversiteyi kazanan gençlerimize yapmış oldukları tercihlerinde başarılar ve muavfakiyetler dilerim.

Tokat’lıyız çok farklıyız…

Güzelliklerde buluşmak dileğiyle…

Dünya Köylüsü 

Ayla Bağ 



9 Temmuz 2023 Pazar

Tokat Kelimeleri

 Bir hayli zaman oldu hazırlayalı

Üzerinde tekrar çalışmam ve ilaveler yapmam lazım ama nasip


TOKAT AĞZI SÖZLÜĞÜ


Abrul: Nisan (Rumi takvimdeki April kelimesinden) 

Aha: İşte 

Ahpahla: Kurufasulye

Ahbun: Çiftlik gübresi (ermenice)

Alaçuh: Bağevi , daha çok arazide tarlaların kenarına yapılan gölgelik, yarı açık yarı kapalı olduğu için ala açık sözünden

Ağartı:  Süt ürünleri (Ak kelimesinden)

Alaf: Alev 

Alışmah: Tutuşmak, ateşin tutuşması

Anadut: Üç çatallı ahşap  kuru ot/ calaz yığma aracı

Ardala:  Arz-ı ala teriminden gelen Arapça yüksek yer anlamında bir semt adı

Arsuz: Utanmaz –Ar kelilmesinden-

Arsız eniş: Yabani sıklamen 

Arustah:  Oda tavanı, ters tavan 

Aşgana: Mutfak  (aşhane kelimesinden)

Aşurma: Kulplu kazandan küçük, helkiden büyük kap 

Ataş gaymah: Ateş yakmak

Atku: Şal, kalın kumaştan kadınların beline kadar uzanan baş örtüsü

Avara: İşsiz güçsüz, boş gezen

Avu/ağu: Zehir

Avut: Ağlama -ağıt kelimesinden-

Avuz:  Davar ve sığırın yavruladıktan sonraki ilk sütü –ilk anlamındaki ağız kelimesinden -

Bacı:  1- Kız kardeş;  2-    Temizliğe gelen yardımcı kadın  

Bacılıh:  Bacı kadar yakın arkadaş

Badal: Merdiven , basamak –farsça ayak anlamında pa kelimesinden ayak basılan yer kelimesinden olabilir-

Bade parmah: İşaret parmağı

Badi: Ördek –paytak kelimesi ile ilgili yine farsça pa kelimesi ile ilgili olabilir

Bahanah: Küçk ve büyük baş hayvanların tırnaklarının arası

Bahraç: Küçük kova 

Balah: Manda yavrusu 

Baldıcan: Patlıcan 

Batman:  8 kilo mukabili ölçü birimi 

Bayahtan: Az önce –bayat , baya oldu sözleri ile ilgili-

Beleş: Bedava (arapça /farsça bi la şey)

Bek: Sert, sağlam 

Bekitmek:  Sabitlemek, sağlamlaştırmak 

Beybaa: Beybaba 

Bıldır: Geçen sene 

Bıhın: Vücudun sağ ve sol yanları, göğüs kafesi ile bel arası bölge 

Bıngıldah: Bebeklerin kafataslarındaki yumuşak bölüm 

Bidıhım:  Bir parça azıcık, ağıza bir defada girecek kadar küçük 

Bisohum: Az, azıcık, ağza bir defada sokacak kadar küçük 

Boduç: Kara bakla taze iken

Boğün: Bugün 

Boranı: Sarımsaklı yoğurt 

Bostan: 1- Bahçe; 2- Karpuz 

Boyuna: Devamlı, sürekli 

Böcük: Böcek, haşere 

Buymah: Üşümek, donmak  -buz kelimesi ile  ilgili olabilir z-y sesi değişmesi ile-

Bürük: Karaçarşaf  -bürünmekten-

Cazu: Cadı

Cerek: İnce uzun ağaç 

Ceyran: Elektrik –arapça akmak analamındaki cereyan kelimesinden-

Cıbır: Yoksul, varlığı olmayan –çıplak kelimesinden-

Cinik: Tahıl ölçüsü  -yunanca, şinekos-

Cicik: Meme 

Cimcik: Çimdik 

Cıblah: Çıplak

Cığ:  Kendir çubuklarının bağlanmasıyla yapılan, üzerinde meyve sebze kurutulan sergen 

Cılga: Patika, keçi yolu -

Cıngı: Kıvılcım 

Cınnah: Tırnak  

Cırmalamah: Tırmalamak, yırtmak 

Cımbı: Küçük salkım

Comba: Erkek manda 

Coruh: Hastalıklı

Culuh: Hindi –çulluk kuşundan-

Cücük: Civciv

Çağ:  1- Su gideri olan  ıslak zemin 2- Bebek 

Çalhama: Ayran 

Çaput: Bez parçası

Çedik: İç ayakkabı –Eski Türkçede ayak anlamındaki adak kelimesinden-

Çenilemek: darbe alan köpeğin acı ile bağırması

Çerik:  Nane, reyhan gibi kurutulmuş otlar için kullanılanölçü birimi –Farsça dörtte bir anlamındaki cıhar yek kelimesinden-

Çiğ: Yayılmak ve yağı alınmak üzere sağılan sütlerin hiçbir işlemden geçmeden bekletildikten sonra kendi kendine içindeki bakteriler yardımıyla bir tür yoğurt haline gelmiş şekli

Çemüç: Kuru üzüm 

Çepük: Alkış –Eylemin çıkardığı sesten-

Çelpeşük:  Karışık, içinden çıkılmaz –çapraşık, farsça çap/sağ, rast/sol kelimesinden

Çevken : Ucu çengelli sopa  -Farsça çevgan kelimesinden-

Çıhın : Küçük bohça  -çıkı, çıkın-

Çirkef/Çirşef:  Kirli su gibi insanın üzerine sıçrayan bulaşan, pislik kişi –Farsça pis anlamında çirk, su anlamında ab kelimesinden ,çirkab: pis su

Çıt bannah: Serçe parmağı

Çiğit: Çekirdek

Çimmek: Yüzmek, yıkanmak 

Çipil: 1- Ağaçların yeni sürgünü;  2- Ters, aksi anlamında bir sıfat

Çit: Yemeni, başörtüsü

Çarpana çalmak:

Çoşdar: Laf getirip götüren  

Çöçelenmek: Oyalanmak 


Çamdı: Ahşap ters tavan

Çördük : Dağ armudu, ahlat

Daani: Denli,- e kadar 

Dasdar: Yer, sofra örtüsü –Eski Türkçe destar kelimesinden-

Delüğanlu: Delikanlı

Döşürüksüz: Kendini devşiremeyen, toparlayamayan, dağınık

Dekmük: Tekme 

Demin: Az önce 

Demroğo: Egzama

Dene: Tane, buğday tanesi 

Devek/tevek:

Deydaha: İşte orda , ta daha

Dulda:  Tenha, kenar, soğuk ve rüzgâr almayan saklanacak yer 

Dınnah: Tırnak

Dirgen:  Harmanda ekinleri karıştırmak için kullanılan iki çatallı alet 

Divrek: Çevik, kıvrak 

Dımıh:  Bir nesnenin en ucu,kenanarı -dımığına değmek; teğet geçmek-

Doralik: Çalıkuşu 

Dombalah: Takla 

Döngel: Muşmula 

Döşşek: Yatak-döşemek kelimesinden-

Düğe:  1-2 yaşına gelmiş dişi sığır

Düğü: İnce bulgur 

Düğülcek: İnce dolu –düğü, düğülcek, düğüm birbiriyle ilgili olmalı-

Dürmeç: Yufkanın arasına çökelik konularak yapılan dürüm 

Ebemguşağı: Gök kuşağı

Ecücük: Çok az –azıcık kelimesinden-

Edik: Ayakkabı, patik –Eski Türkçe ayak anlamındaki adak kelimesinden-

Efenbağa: Efendi baba

Eğiş: Ateş küreği –XV. Yüzyıl metinlerinde ucu eğik demir anlamında-

Eğlek: Durma, bekleme yeri 

Eğleş: Dur 

Elfetün: Hızlı, becerikli 

Elekçi: Çingene –elek imal edip satmalarından ötürü-

Elleğam- Ellaham:  Herhalde, galiba (Arapça Allah bilir 

anlamındaki Allah-ü alem tamlamasından)

Elçim: Bir ele sığacak kadar olan miktar

Eme: Hala –arapça-

Emmi: Amca –arapça-

Emüşük: Süt kardeş, aynı anneden süt emmiş iki kişinin durumu

Entari: Kadın elbisesi

Enük: Kedi-köpek yavrusu 

Erinmek: Üşenmek 

Erüşde:  Erişte, ev makarnası ( farsça ip anlamındaki rişte kelimesinden)

Esbap: Çamaşır, giyecek –Arapça çamaşır kelimesinin çoğulu, esvab-

Ersin: Hamur teknesindeki hamurdan bir miktar kesip almak için kullanılan metal alet. –Farsça demir-

Essah: Sahi, gerçek –Arapça doğru anlamındaki sahih kalıbından en doğru anlamıdakiesah kelimesinden-

Evlek:  250 m2 den az yüzey ölçü birimi 

Evmek: Acele etmek

Eyce: İyi, güzel ,iyice

Eyöğü: Kaburga kemiği

Esürük: Metafizik alemlerden ilham alan –esin, eser kelimesi ile aynı kökten

Faat: Vakit –Arapça-

Fırtmah: Küsmek 

Freklemek: Kilitlemek 

Frekgoyneği: Yakalı gömlek –Frenk , Fransız gömleği-

Gablıh: Tabak konulan raf, kablık

Gada: Bela –Arapça başa gelecek anlamında kaza kelimesinden-

Gaddem: Kadar –Arapça-

Gadinge: Yenge

Folah: Yuvarlak kabartı

Folahlama: Kiraz vişne gibi meyvelerin çöpünü koparıp onları yuvarlak hale getirme –folluk kelimesi bununla ilgili olmalı, ufalamak, ufalak ,  ovalamak kelimesinden türemiş olmalı-

Gadinge: Yenge

Gahırdah:  Kuyruk yağının eritilmesinden sonra erimeden kalan kısım,  bazı yemeklerde kullanılır

Galuç: Orak 

Galuh: Evlenmemiş, evde kalmış kız 

Garagış: Karakış, aralık ayı

Gardaşlıh:  Kardeş kadar yakın arkadaş

Garametli:  Talihsiz, kadersiz, dertli 

Gamga: Yonga 

Ganere: Mezbaha 

Gacamer: Becerikli 

Gafes: Yatak dolabı

Garanluh: Karanlık 

Garıh: Karık, sebze ekim sırası

Garış vermek: Beddua etmek 

Gavil: Söz –Arapça söz anlamındaki  kelimeden-

Gayın: Kayınbirader –Eski Türkçe sonradan anlamına gelen keyin kelimesinden, kayınana, kayınata,(keyingızgelinkıza dönüşmüştür) kelimelerinin ilk kısmı aynı kelimeden

Gaygana: Omlet 

Gayde: Ezgi, müzik 

Gaysah:

Gağnı: Kağnı, öküz arabası, -Eski Türkçe ses çıkarmak anlamındaki kığıldamak kelimesinden-

Gaşuh: Kaşık 

Gatıh: Katık, ayran 

Gatmer:  Katmer, bir tür hamur işi, kat kat olması sebebiyle

Geberük: Ölmek üzere

Gıı:  Kız, kızlara hitap 

Gidik: Kuzu 

Gırdöğüç:  Fırın ateşini karıştırmak için kullanılan sopa , kırıp döğmekten

Gısdallamah: Sıkıştırmak 

Gınnap:

Gıymuh: Kıymık 

Gidişmek: Kaşınmak 

Gilar: Kiler 

Gilavadar: Üzüm asması

Gilik: Küçük ekmek, çörek

Gine: Yine

Gişi: Koca, eş

Gocabaş: Şeker pancarı

Goruh:  Henüz olgunlaşmamışüzüm 

Gozalah: Kozalak 

Gödek:Kısa boylu, Yarı uruplağ-   1 teneke karşılığı ölçü birimi 

Gödek: Sekiz kilo mukabili hububat ölçü birimi

Göğnü dönmek: Midesi bulanmak

Gölük: eşek

Gömü: Ilıman, fazla soğuk olmayan 

Göresimek: Özlemek

Göy/göğ: Mavi 

Göynümek: İçin için yanmak 

Günülemek: Kıskanmak

Gucçük: Küçük

Gurk: Kuluçkaya yatacak tavuk –çıkardığı sesten-

Gübür: Toz, süpürülen ev atıkları –Arapça-

Güdel:  Pekmez, salça vs karıştırılan ahşap kürek 

Güyoğu: Damat –Eski Türkçe güyoğul , keyin oğuldan- gayın kelimesinde açıklandığı gibi

Hacat: Alet, edavat –Arapça ihtiyaç anlamındaki hacet kelimesinden ihtiyaç kelimesi de aynı köktendir-

Hadıç: Hatice 

Hahut: İşe yaramaz, eski –emekliye ayrılmış , çalışmayan anlamındaki tekaüt kelimesin Tokat ağzındaki telaffuzu olan tehaut kelimesinden

Hark: Su kanalı –Arapça toprağı sürmek anlamındaki Hark kelimesinden-

Hasut: Çekemeyen –Arapça haset kelimesinden aşırı haset eden anlamındaki hasut-

Hasuda: Muhallebi –Farsça-

Haral: Büyük çuval 

Hayat: Avlu, giriş holü

Hasanatlı: İyilik sahibi –Arapça hasenat kelimesinden-

He: Evet

Helik hülük:

Heğ: Büyük kulpsuz sepet

Hemi: Öylemi 

Hekeğü: Düz taşlarla yapılmışsu yolu 

Helki: Bakır, Bakraç (Ermenicede bakır anlamında)

Hedik: Kaynatılmış buğday 

Hersli:  Kızgın, öfkeli (Arapça hırs kelimesinden) 

Heeri:  Sende anlamında, birçok sözcüğün ardına eklenen 

bir tür ünlem. Aman heeri, hadi heeri.. gibi. (Arapça arkadaş anlamındaki herif sözcüğünden dönüşmüş olabilir) 

Hemecük: Oyuncak bebek , iki çöp ve birazcık bez parçasından yapılır

Hevek:  İpe veya dallı çubuğa asılan kışlık meyve kümesi

Him: Temel duvarı

Hoşav:  Komposto (Farsça hoş- ab; güzel su sözcüğünden); 2: Mecazî anlamda yorgun, bitkin 

Hohman: Öcü

Hökelekli: İriyarı

Hökümet:  Hükümet, vilayet binası

Höllük: Beşikteki bebelerin altına bağlanan ısıtılmış çamurlaşmayan özel bir toprak 

Hülefe: Bedava

İlaha: Bu ne hal, ne tuhaf anlamında (ilahi kelimesinden) 

İleğen: Leğen 

İleğençe: Küçük leğen 

Imbıh: İmbik 

İlazım: Gerekli –Arapça-

İlezil: Rezil –Arapça-

İlimon: Limon(İtalyanca)

İlistir: Süzgeç, kevgir 

İşgefe: Yufka 

İşgillenmek:  Endişelenmek, şüphelenmek  

İşmar: Kaş-göz işareti 

İssot: Biber –Eski Türkçe sıcak, yakan ot anlamında ıssı ot kelimesinden-

İskembi: Sandalye 

İşlik: Yakasız gömlek (içlik, içe giyilen giysi anlamında)

Irah: Uzak 

Irahmetlik:  Rahmetlik, merhum 

Iramazan: Ramazan 

Jale: Sincap 

Kaysah: Yaranın kabuklanımış kısmı

Kavalağan ağacı: Çınar

Kaysahlanmah:  Reçel, marmelat gibi yiyeceklerin pişerken hafifçe yüz tutması

Kelek: Davarların boynuna takılan tenekeden yapılmış çan 

Kelem: Lahana 

Kesek: Eksik 

Kertük:  Kertilmiş, çentik atılmış

Keh:Köşe

Keşik: Sıra

Kip: Sağlam 

Kirtik: Sıkı, dolgun –Yumuşak bir şeyin sıkışıp serleşmesine kirteşmek, halı kilim dokunurken dokuma sıralarının sıkıştırılmışı için kullanılan ucu tarak gibi sıkıştırma aletine de kirkit denmektedir. Sert bir kiraz çeşiti olan kirazadakirtik kiraz denir.

Kırik: At yavrusu, tay 

Kipeltmek:  Sıkmak, sağlamlaştırmak

Köme:  Üzüm  şırası ve cevizle yapılan bir yiyecek, cevizli sucuk 

Kömüş: Manda 

Köslemek: Kilitlemek

Köşk: Bahçelerde veya hayatlarda yer alan yüksekçe oturma mekânları

Körsü: Köstebek

Küt: Felçli, yürüyemeyen daha çok eli ayağı kesilmiş, dalları kesilen ağaç gövdelerine verilen kütük ismi ile ilgili olmalı

Külek:  Ahşaptan silindir biçiminde yağ kutusu , Su kabaklarından yapılan kaplara da denir

Küskü: Kapı sürgüsü, ağır bir şeyi yerinden oynatmak için kullanılan ağaç manivela –kıstırmak kelimesinden olabilir-

Kürümek: Kürek vb. araçlarla iterek temizlemek 

Lalek: Leylek 

Lalin: Nalın, takunya

Löhlü:

Labboş:

Lığırt:  Selin bıraktığı toprak çökelti 

Lığlamak: Çöküp kalmak

Loğ: Damlardaki toprağı  sıkıştırmak için kullanılan ağır taş

Lök: Topaç 

Löhlü:

Lülüt: Çitlenbik

Mabal: Suç (Arapça vebal kelimesinden) 

Madenüs: Maydanoz –Farsça mide ve rahatlatan anlamında nüvaz kelimelerinden, mide rahatlatan-

Mağel: Çapa

Mayis:

Mağalçe: Küçük çapa 

Mahat: Sedir 

Mahana: Bahane 

Manman: Öcü

Malamat: Berbat -Arapça kötülenmiş anlamında melamet kelimesinden-

Maşala:  Birkaç m2 mukabili sebze dikim alanı

Mahle/ Mehle :Mahalle –arapça mahal kelimesinden-

Mangaş: Cımbız 

Meesime:Mühimseme, ehemmiyet gösterme, önemseme  -Arapça mühim kelimesinden

Mesmele: Besmele 

Mudara: Eğreti, gevşek

Mıh: Çivi

Mitil:Kaplanmamış yorgan

Muhaat olma: Göz kulak olma –Arapça kayıtlı olmak, kayıtsız kalmamak anlamında Mukayyet kelimesinden-

Mumbar: Bumbar 

Masarat/ Basarat : Arapça öngörü anlamındaki basiret kelimesinden

Möhre: Sıkıştırılmış toprak duvar 

Mundar:  Kirli, pis -Arapça murdar kelimesinden-

Mısmıl:  İyi, yararlı, işe yarar (Besmele ile başlanmış  iş anlamında) 

Mudul: Ucu çivili sopa 

Muhanet:  Hal bilmez, vefasız -Arapçada ihanet eden anlamında-

Mücürüm: Kabaklı omlet

Müsendere:  Dolapların üzerindeki boşluk, raf 

Nacah: Küçük balta 

Nelbekü: Küçük bakır sahan 

Neyannı: Ne yana

Neydek: Ne yapalım 

Neydiyon: Ne ediyorsun, nasılsın, ne yapıyorsun 

Ohçur: Bel lastiği, uçkur 

Ohlağa: Oklava 

Ofaat: O vakit 

Osanmah: Bıkmak, usanmak 

Ölmesük; Güçsüz bitkin, kendi işini göremez

Pellempöş: Üstü başı dağınık 

Paluza: Muhallebi –Farsça-

ile yapılan bir tür tatlı-Farsça aynı adla bilinen tatlı-

Pahıl: Cimri  -Arapça cimri anlamındaki bahıl kelimesinden

Partal: 1- Palavra; 2- kullanışsız, eski püskü bez, kumaş

Pelver: Salça, marmelat 

Petni: Hayvan yemliği –Farsça sepet-

Pesengü:

Peşkir: Peçete 

Peştambal: Peştemal

Pevlika: Fabrika 

Pinnik:  Kümes (pineklemek kelimesinden) 

Ponçah:  Meyve toplarken meyve ile biraber kopan küçük dallar

Poho: Bukağı –serbet bırakılan atların kaçmaması için ön ayaklarına takılan kelepçe benzeri demir alet-

Pöhrek: Pişmiş topraktan boru 


Publa: Uzun iki kişilik yastık–Bir yastıkta kocayın temennisindeki nesne-

Pürpürüm: Semiz otu 

Sadıl: İdrar 

Sahan: Yassı bakır kap 

Salahana: Çok gezen .

Suğutlu: Saman altından su yürüten

Süyem: Karıştan farklı olarak, baş parmakla işaret parmağının tam açıldığında parmak uçlarında kalan mesafe

Sallah: Mezbahada koyun kesip yüzen kişi –Arapça soymak anlamında selaha  kökünden, çok soyan anlamında sallah kelimesinden-

Sasuh: Sası

Sef: Yanlış, ters 

Sekü: Ceket –Eskiden sarka denilen giysi-

Seğirtmek:  Hızlı yürümek, koşmak 

Serpene: Kamelya, çardak

Sezeğen: Yüksek sezgili –sezgi kelimesinden-

Sini: Bakır tepsi 

Sitare: Yıldız –Farsça-

Sırıh: Sırık, ince uzun çubuk 

Sırsıl: Israrcı

Sırtarmah:  Karşılık vermek, terslemek, dişlerini göstermek

Sohu:  Buğday dövülen çukur taş, dibek taşı

Sohranmah: Söylenmek 

Sorutmah: Ayakta dikilmek 

Soyha: Fena, pis nesne 

Sönge:  Yarısı yanmış odun parçası

Şeremet: Eli ayağı çabuk 

Şergada: Yaramaz (çocuk) , bazen yalnızca şer olarak kullanılır.

Şırahane: Sulu meyvelerin sıkıldığı yer

Şip/Şipirşipir: Hızlı, çabuk 

Şordanağrı: Şu taraftan 

Şoruh: Salya 

Sümsük: Çok yiyen 

Tahtambeç:  Tahtadan yapılmış oturak, karyola, sedir 

Tanış: Tanıdık 

Tavar: Pişmiş topraktan büyük şıra kabı

Telesimek: Bunalmak 

Terpoşlu: Kapaklı bakır kap

Teyin: Sincap

Tezikmek: Ürkmek

Ters:

Tomatis: Domates 

Tavatir: Fazlaca, çok –Arapça  herkesin kabul ettiği, duyduğu anlamında tevatür kelimesinden-

Teçce: Yün eğirmekte kullanılan bir alet 

Tehne: Tenha –Arapça tenha kelimesinden-

Temek: Hayvan gübresini atıldığı ahır penceresi 

Terek: Raf

Tikan: Dükkân 

Tille: Baston, asa

Tinör:  Maltız, odun kömürü ocağı  

Tirentez:  Temiz tertipli düzenli –Farsça ok anlamında tir veatmak anlamında endazkelimelerinden, ok atan anlamında tirendaz, çok aşırı antrenman yapmanın zorunlu olduğu bir spordalı, bu zorunluluk onları çok düzenli kılıyor olmalı-

Tirki: Ahşaptan oyulmuş kulplu tas, fırında un taşımak için kullanılır

Tirit: Yemeğin sulu kısmı

Tosbağa: Kaplumbağa 

Toyga: Yoğurtlu ve bütün yarma ile yapılan düğün çorbası –Eski Türkçe düğün/şölen anlamındaki toy kelimesinde olabilir-

Tuman: Uzun paçalı alt giysi, Türk pantolonu

Tülek: Uyanık , kurnaz -tilki kelimesi ile ilgili olmalı-

Ucar: Haber

Urba: Elbise 

Uruplağa:  Dört gödek hububat ölçü birimi (bir gödek sekiz kilo buğday karşılığı ölçü birimi- Arapça dört lağ anlamında rubu lağ kelimesinden - 

Üleş: Hayvan leşi – Farsça hayvan ölüsü anlamında laşe kelimesinden-

Ülüngür: Sıska, işe yaramaz

Ümük: Boğaz –Arapça boyunlar anlamında unuk kelimesinden-

Ürmek: Havlamak 

Ütmek: 1- Oyunda yenmek 2- Bir şeyi ateşe tutarak tüyleri yok etme işlemi –yutmak kelimesi ile ilgili olmalı-

Üyez/üvez: Küçük sinek 

Vazalah: Bir şeyden haberi olmayan, kof   (Fos kelimesinden fosalak)

Vesayit: Araba, vasıta (arapça vasıta kelimesinin çoğulu)

Yalnayah: Çıplak ayak 

Yağanı: Sırt 

Yağlıyacah:  Çökelikli üzerine yağ sürmek için kullanılan ucuna bez parçası dikilmişçubuk 

Yassu: Yatsı

Yaşmah: Yaşmak -

Yağır:  Boyundaki akıntılı bir cilt hastalığı

Yazu:  1- Düzlük ovalık yer 2-Yazgı, alın yazısı-Türkçe yayılmak kelimesinden yazı, yaygı, yayla, yaz bu kelime ile ilgilidir.

Yeğin:  1- Çok 2- hızlı, çabuk 3- iyi 4- Tercih edilen

Yeğniceklik:  Hafiflik, gayriciddi hareketler yapan

Yel: Rüzgâr 

Yel durmak:  Romatizma olmak 

Yellenmek: Gaz kaçırmak

Yuha :  1- Derin olmayan, sığ2- Yufka 

Yunmah: Yıkanmak

Yunnuh: Köylerde sırayla kullanılan ortak yıkanma ve çamaşır yıkıma mekanı

Yunacah: Sevilmeyen kişiler için gusül abdestsiz anlamında

Yüğürtmek: Koşmak 

Yüklük: Yatak yığılan yer, yığılmış yatak 

Zabağnan: Sabahleyin 

Zavrah: Salatalık, hıyar 

Zemheri: Ocak ayı –Arapça-

Zıhım: Zıkkım 

Zırana: Azgın kimse , deli

Zıpır: İri yarı

Zırdeli: Çok deli

Zırzırdeli: Çok çok deli

Zoğal: Kızılcık 

Zöker/Söker: Hasta 

Zembil:  Hasır örgü ile yapılmış alışveriş çantası

Zevze/Zavzu: Sebze

(Alıntı) Ekrem Anaç