24 Kasım 2019 Pazar

USTALARIN PİRİ

Terzilerin Piri ,  Hz İdris
Berberlerin Piri , Hz Süleyman-ı  Pak
Aşçıların Piri, Hz Hasan Basri
Demircilerin Piri, Hz Davut
Tenekecilerin piri, Hz Ahmet Zemceri
Ekmekçilerin Piri, Hz Hızır
Oymacıların Piri, Hz Nakkaşı Veli
Kuyumcuların Piri , Hz Yusuf
Yemenicilerin Piri, Hz Mehmet Ekber Yamani
Semercilerin Piri, Hz Ak Yusuf Abaziy-ül Gaffar
Dülgerlerin Piri, Hz Neccar

Ustaların duası " Berhudar ol" demektir.
Anlamı:" Tuttuğun her iş'te bereket ve hayır bulasın nasibin kazancın bol ve açık olsun. Mutluluk içinde yaşa " demektir.

ÖZLÜ SÖZLER

           Bu topraklar neyse bizde oyuz. Aslımızı inkar etmeyelim.Bu toprakları tanımadan ne yazar, 
olursunuz ne usta ne insan. Doğduğun şehri  tanıdığın için sahip çıkarsın özüne. Kah usta olur, kah şair, kah kadın kah erkek tecrübeleriyle DEMLENMİŞ İNSAN olursun bu topraklarda. 
           Bu şehir kültürüyle, tarihiyle,  zanaatkarlarıyla Orta Karedeniz'in ortasında bir gemi gibidir. Kucaklayıcı ,modern, yüksek medeniyete sahip, kardeşlik kokan evrensel güzellikleri doğurmaya gebedir. Çünkü bu şehirin yerel tohumlarında evrensel sırlar gizlidir. İşte bu sırları açığa çıkaracak günlerin doğumu çok yakındır.
Dünya Köylüsü 
Ayla Bağ

Teşekkür

             İlimiz için büyük bir şans olan, O gördüğü güzelliği destekleyen, üreten kadına , zanaatkara,  çiftçiye gereken desteği veren ilimizin her alanda top yekun kalkınması için çabalayan, aktif, dinamik, çalışkan, kadrolarıyla 2023 vizyonunda şaha kalkan anlayışıyla ve uygulamalarıyla memleket sevdalısı, samimi,  sıradışı bir bürokrat. "Yaşayan Efsaneler İlk Tek ve Son Ustalar "Kitabının hazırlık aşamasında Sayın Valimizi  ziyeret ettim. Kendisi örnek çalışmaları inceleyerek "eserinizi siz hazırlayın biz gereğini yapalım  " diyerek bizleri yüreklendiren koca yürekli  bir vali.  İcraatlarıyla şehrin vizyonunu geliştiren Tokat'ı  kitabın baş şehri yapan, projeleriyle her alana değinen -özellikle kitaba ve yazara - değer veren bir mülki amir sayın Dr. Ozan Balcı'ya verdiği desteklerden dolayı çok çok teşekkür ederim.
            Cennet anaların ayakları altındadır sözünün anlamına uygun, bizleri cennette yetiştiren, dar gün göstermeyen evin direği, yüreği sevgi dolu analarımızın hatrına  bu çalışmamı Yaradan'dan sonra yaratıcı özelliği olan büyük usta en kıymetli varlığım 'Anneme 'ithaf ediyorum. Yokluk içinde varlığı yaşattığından dolayı sevgiyle bizleri büyüten cefakar, vefakar nur yüzlü annelerimizin ellerinden öpüyorum. Başta eşim Gazi Bağ ve ailem olmak üzere hepsine ayrı ayrı gösterdikleri hoşgörüden dolayı çok çok teşekkür ederim.
             Bu çalışmamızda bizlere desteklerini esirgemeyen il Milli Eğitim Müdürümüz Murat Küçükali'ye, değerli zamanlarını ayırıp yaşam hikayelerini bizimle paylaşan kıymetli ustalarımıza,TOŞAYAD Eski başkanı Remzi Zengin'e, TOŞAYAD başkanı Hasan Akar'a, Mahmut Hasgül'e,Fotoğraf sanatcısı Süleyman Üzümcü'ye, Cihat Taşkın'a,  Yaptığım çalışmaları destekleyen  Mahperi Hatun Mesleki ve Teknik Anadolu Kız Lisesi Müd. Sevil Alaçam'a, Zübeyde Hanım MTAL Müd. Murat Yılmaz ve Müd. Yardımcısı Özlem Çivilidağ'a, Evliya Çelebi Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi Müd. Abdülkadir Türk'e, Tokat MTAL müd. Yardımcısı Nuri Çabuk'a,  Edebiyat öğretmeni Hülya Şenkul'a, TOGES eski Başkanı Cengiz Demir'e, Ulaşımda yardımını esirgemeyen Köyüm Köy Pazarı sahibi Murat Özdemir'e, eserin baştan sona dijital tasarımını yapan Seda Batur'a,Tokat Kültür Sanat Kadın Grubu Başkanı Hacer Doğan'a ve TOGES Başkanı Ayşe Demir'e ve bu çalışmamda bana emeği geçenlere teşekkürü bir borç bilirim. Dolayısıyla Valimiz Sn Dr. Ozan Balcı'ya şükranlarımı arzederim.
Dünya köylüsü
Ayla Bağ

20 Kasım 2019 Çarşamba

Biyografi

1971 yılında Tokat Niksar'da doğan araştırmacı yazar Ayla Bağ "Dünya Köylüsü" Logosuyla yazılarını yazmakta ve paylaşmaktadır.
İlköğretimini Artova'da, ortaokulu Antakya'da, Liseyi Yozgat Aydıncık Lisesinde tamamlamıştır. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Sosyoloji Bölümünden mezun olmuştur.
Marmara Üniversitesinden Aile Danışmanlığı eğitimi almıştır.
2017 yılında İlk Kitabı "Yaşayan Kırk Kızlar Efsanesi " adlı deneme araştırma eseridir.
Tokat Gazetesi ve Tokat Gündem Gazetesinde Köşe yazarlığı yapmaktadır.
Yazıları ve şiirleri Kümbet Dergisinde, Tokat Gündem Dergisinde ve çeşitli dergilerde yayınlanmıştır.
Tokat Valiliği Himayaesinde Millieğitim Müdürlüğünün destekleriyle "KIRKKIZLAR " projesinde yer almıştır.
Okullarda 100 'ün üzerinde söyleşi gerçekleştirmiştir.
"Kırkkızlar Kız Lisesinde " projesiyle Mahperi Hatun Anadolu Kız Meslek Lisesinde 20 söyleşi,
"Tokat'a Değer Katanlar" projesiyle Zübeyde Hanım Anadolu Kız Meslek Lisesinde 6 söyleşi,
Atatürk'ün Samsun'a çıkışları ve Milli Mücadelenin Başlangıcının 100. Yıl anısına,  GOP Üniversitesinin İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde, Genç Kadem Kulübünün önderliğinde "Anadolu'nun  Mayası Kadınlarımız" adlı söyleşiyi gerçekleştirmiş  ve 100. Söyleşiyi 19 mayıs Gençlik ve spor Bayramı dolayısıyla atalarımıza armağan etmiştir.
TOŞAYAD 'la birlikte " Hikaye ve Şiirin Dilinden Tokat" adlı söyleşileri gerçekleştirmiştir.
TOŞAYAD derneği ve İLESAM üyesidir.
İLESAMLI İlim Adamı, Şair, Yazar ve Sanatçılar Ansiklopedisi 2. Ciltinde biyografisi ve "Kardeş olmak" Şiiriyle yer almıştır.
2012 yılından bu yana İnternet üzerinden " dünyaköylüsü.blogspot.com" sayfasını yönetmektedir.
Kalemlerin Dansı Antoloji Kitabında, BU TOPRAĞIN SIRRI masalı ve KADINLAR adlı şiiriyle yer almıştır.
2019 "Yaşayan Efsaneler İlk Tek ve Son Ustalar" kitap çalışması da 45 ayrı dalda ustanın hikayesine yer vermiştir.
" Ahiler Kervanı "Çalışmasıyla okullarda öğrencilerle ustaları buluşturmaya devametmektedir.
Halen Eskişehir Anadolu Üniversitesinde Açık öğretim Fakültesinde "Kültür Mirası ve Turizm "1. Sınıf öğrencisidir.
Evli ve iki çocuk annesidir. Araştırmayı, okumayı, gezmeyi ve insanları çok sevmektedir. Köşe yazılarında genellikle başarı öykülerine yer vermektedir. Hayali Türkiye'de ve Dünyada Kırk kadının hikayesini  yazmak ve söyleşilerde bunları dillendirmektir.
Çalışmalarına sahada gezerek araştırarak devam etmektedir.
Dünya Köylüsü
Ayla Bağ

19 Kasım 2019 Salı

sunum önsöz

               Zanaatkarlarımız; Anadolu'nun mayası olan bu topraklarda yerel tohumların içinde evrensel değerleri barındıran birer hazinedir. Kültürümüzün can damarı olan unutulmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarımızı yaşatan ustalarımızdır.  İşte bu hazinenin üzerinde binlerce yıl yaşayarak yüksek medeniyetin izlerinin öncülüğünde demlenmiş ustaların, bir sonraki nesle köprü olan kültürün taşıyıcılığınıda üstlenmişlerdir doğal olarak. Sanatkarlarımız bu topraklar ve insanlık için çok önemli sırlarıda yaptıkları eserleriyle birlikte bir sonraki neslin temelini oluşturmaktaki bilgiyi taşıyan bilgelerdir.
               Bu anlamıyla baktığımızda bir toplumun tarihi sürecinde kazandığı maddi manevi yolculuğunda ki yaşam tarzıdır kültür. Kültür estetik, ahlak, adalet, sanat ve benzeri kavramların kişiden topluma doğru gelişerek bütünleşen davranış ve düşünüş şekillerinin tamamıdır.
Ulusal kültürün temelini birey ve yöre oluşturur. Kültür statik değildir, çevre ve zaman ile değişim yaşar. Her toplumun kendine has bir kültürü vardır. Kültür tarihseldir ve insanlık tarihi kadar eskiye dayanır.   Toplumların birbirinden etkileşimleri farklı kültürlerin doğumuna sebep olmuştur. Kendi tarihimizde ki kültürel yolculuğumuza baktığımızda, biz Türkler çok zengin bir kültüre sahibiz. Doğu islam medeniyeti ve batı medeniyetinin sentezini yapabilmiş ender örnek topluluklardan birini oluşturuyoruz.
              Köklü  kadim tarihimizle şekillenen ve zenginleşen kültürümüz aslında bize gelecek adına güç vermekte, ışık tutmakta ve yol göstermekte. Kültürel mirasımız geçmişten geleceğe köprü olmaktadır. Bu kültür bize bir kimlik kazandırmıştır. Tarihin derinliklerinden elenerek gelen günümüze ulaşmış maddi manevi tüm değerlerimiz birbirimizi kolay anlamaya , ortak yeni değerler oluşturmaya ve huzur içinde bir bütün olarak yaşamaya götüren ögelerimizdir.
Çok zengin bir yapıya sahip olan Anadolu, insanlık ailesinin bir mozaiği olarak ve bu mozaiğin bir yapıtaşı olan Şehrimizde bir çok etnik  kökenin bir arada yaşadığı, her birinin yaşam ve kültür farklılıkları ile kardeşçe yaşamayı destur edinen bu memleket ,  geleceğin kültürünü sağlam temeller üzerine oturtacak öze sahiptir.
             insan aklı ile çevresini ve tüm doğayı yaşanabilir hale getirerek bir kültür dünyası oluşturmuştur. Bu anlamda insan doğan,  büyüyen,  gelişen, ilim yapan, sanat yaratan, düşünen, üreten, öğrenen, öğreten, insanlığa faydalı olan birikimleriyle, yazıtlarıyla, eserleriyle zanatkarların eliyle kültür birikimlerini kuşaktan kuşaya aktaran bir varlıktır. Gücünü bilgiden alır ve ehil ellerde şekillenen gelecek nesillerin dünyasında anlam kazanır. Yeni çağımızın insan formasyonunu tanımlaması "Bir konuda derinlemesine bilgi sahibi olurken, diğer konuların azda olsa üzerinde durulmasıdır"
               Bende bu ustalar kitabı çalışmamla unutulmaya yüz tutmuş geleneksel elsanatlarımızı bir kitapta kayıt altına almak bu zanaatları yapan ustalarımızı daha yakından tanımak ve onların yaşam tecrübelerinden işin ve insanlığın sırlarını öğrenmek için yollara düştüm. Üç yıl da heybemde biriktirdiğim bu hikayeleri  "Yaşayan Efsaneler İlk, Tek ve Son Ustalar " başlığı altında bir kitap haline getirdim. Çoğu ahiler geleneğinden gelen Ustalarımızı Okullarda öğrencilerimizle buluşturup belleklerine bu zanaatların insanlıkla olan bağlarını hatırlatmak için " Ahiler kervanı"çalışmasıyla şehrimizin değerlerini, tarihini, yüksek medeniyetin izlerini sürerek öğrencilerimize farklı bir bakış açısı sunmak istedim.
               Bu topraklarda doğmaktan onur duyan ve üzerimize düşen görevi yerine getirmeye çalışan bir  çırak olarak üretmeye, yazmaya ve düşünmeye devam ediyorum. Anadolu ismiyle özdeşleşmiş analarımız bizim en kıymetlilerimizdir. En büyük usta olan yaradandan sonra yaradan annelerimiz bizim baş tacımızdır. Bende bu kitabı çok sevdiğim canım anneme ithafen yazıyorum. Bizi doğuran hamur gibi yoğuran nasihatleriyle şekil veren usta ellerinden öperim annem.
.
                Elleriyle çalışanlara işçi, eliyle aklını birleştirip çalışanlara usta, eli, aklı ve yüreğini birleştirerek çalışanlara da sanatkar usta denir.  İşte  toprağı, bakırı, demiri , ahşabı bilgisiyle ve becerisiyle sanata çevirenlerin diyarı, yaşayan tarihi eserleriyle, efsane ustalarıyla, geleceğin mayasını içinde barındıran bu şehrin bir evladı olarak sesleniyorum. Bu şehir kültür mirası ve otantik yerel turizimiyle kutup yıldızı misali öncü ve yol gösterici olmaya hazır. Sağ duyulu yöneticilerimizin 
elinde yine yeni yeniden bu meslekler Sanat Okullarında , Kız Meslek Liselerinde, Üniversitenin açacağı USTALAR AKADEMİSİNDE  yan alan olarak okutulmalı, öğrencilere aktarılmalı, usta çırak ilişkisiyle meslekler canlandırılmalı bu mesleği yapan gençlerimize destek verilmeli ve sahada yer verilerek otantikliğimizi koruyarak yeniden yaşatılmalı.
Ne mutlu elindeki yeteneği akıl eleğinden eleyip, alınteriyle yoğuran, yürek ateşinde pişirerek eserlerine yansıtan ustalara selam olsun...
Dünya köylüsü
Ayla Bağ

18 Kasım 2019 Pazartesi

Ustaların istatiksel bilgileri

Ustalarla ilgili istatiksel bilgiler
Yaklaşık olarak 60 usta ile görüştüm.
45 ustayı kitaba aldım
45 ustanın 7 tanesi ahilik geleneğinden geliyor

AHİLİK GELENEĞİNDEN GELEN ZANAATLAR

1-Dericilik 5. Kuşak usta.  son 4 ustadan birisi Saadettin Vahitoğlu.
Türkiyedeki tek camderi ustası.
40 yıllık usta

2-Bıçakçılık 5. Göbek usta. Son ustalardan birisi
Tokata has  eğri bıçağın son ustası.
50 yıllık usta

3-Aynalı Çarık ustası 3. Göbek ustalardan Ayhan Kılıç
Tokata has aynalı çarığın son iki ustasından birisi
50 yıllık usta.

4-Çömlekçi ustası Kazım Çömlekçioğlu 3. Göbek usta
Tokata has dört kulplu çömleğin ustası
55 yıllık usta

5-Yağlıcı ustası Mahir çökeleğinoğlu 3. Göbek ustalardan
Tokata has çöreğin ve yağlının son ustalarından birisi
65  yıllık geleneğin 40 yıllık  usta

6-Urgancı ustası Ayşe Demir 3. Göbek ustalardan
Türkiyenin ilk ve tek kadın urgancı ustası
25 yıllık usta

7-Bakırcı ustası Mehmet Küçük 3. Göbek ustalardan
Tokata has honca tepsisini tek parça üreten usta
55 yıllık usta

8-Nalbant ustası Mehmet Fakirseven 3.  Göbek ustalardan
55 yıllık usta
BABADAN OĞULA GEÇEN ZANAATLAR
1-Bakırcı
2-Derici
3-Yağlıcı
4-Urgancı
5-Bıçakçı
6-Ayakkabı Tamircisi
7-Aynalıçarık
8-Semerci
9-Baskıcı
10-Nalincilik
11- Kavalcılık
12-Elekçilik
13- Saat tamircisi


USTASI OLMAYAN USTALAR
MERAK VE HEVES ÜZERİNE ÖĞRENİLEN ZANAATLAR
1-Türkan Kestaneci.   Kitre Bebek
2-Sami Erçin.              Zırh
3-Güven Yetişkin.       Ud
4-Fındık Bebek        Otantik Bebek
5-Mukaddes İmre.       Taş ustası
6-Mehmet Çakar.        Ahşap oyma
7- Cemile Sucu         İğneoyası
ÇIRAĞI OLAN USTALAR
1- Kuaförlük
2- Berberlik
3-Baskı kalıp oyma
4- Çinicilik
5-Kilim
6-Elekçilik
7-Aşçılık
8-iğne oyası
9- Kumaş dokuma
10-Yarı değerli Taş işleme sanatı

USTA ÇIRAK İLİŞKİSİYLE ZANAATI ÖĞRENENLER
1-Semercilik
2-Kuaförlük
3- Berberlik
4- Tokat bileziği ustası
5-Çinicilik
6-Dokumacılık
7-Demircilik
8-Terzilik (şapkacı)
9- Aşçılık
10- Bakırcılık
11- Baskı kalıp oyma


OKULLU USTALAR
1-Rabia Daşçı ( Batik)

ULUSAL BASINA ÇIKAN USTALARIMIZ
BELGESELİ ÇEKİLEN USTALARIMIZ
1-Yasemin Ertaştan
2-Yaşar Güç
3-Cemile Sucu
4- Ayşe Demir
5-Tülay Atilla
6-Kemal Atangür
7- Mehmet Küçük
8-Ahmet Onan

FARKLI ALANLARDA Kİ ÜSTATLARIMIZ

1- Aşık Eşref Tonbuloğlu ( söz ustası)
2- Kemal Atangür. (Tiyatro)

TEK USTALAR
1- Telli Zurna.  Oktay Dursun
2- Cam deri , Saadettin Vahitoğlu
3- Fenerci ,  Sadullah Turacı
4- Urgancı,  Ayşe Demir
5- Nalinci, Adnan Şamlıoğlu
6- Çömlekçi, Kazım Çömlekçioğlu
7- Bıçakçı, Mustafa Özer
8- Kitre Bebek , Türkan Kestaneci
9-  Zırh , Sami Erçin
10- Kaval, Yaşar Güç
11- Kilimci,  Züleyha Koç
12- Elekçi, Salih Kandoğmuş

DEVLET SANATKARI ÜNVANINA SAHİP USTALARIMIZ
1- Yaşar Güç  2- Yasemin Ertaştan 3- Ayhan Kılıç, 4- Mehmet Küçük, 5- Mehmet Çakar, 6- Sadullah Turacı, 7- Cemile Sucu 8- Kazım Çömlekçioğlu,


SADECE BİZE HAS OLAN ZANAATLARIMIZ
1- Aynalı Çarık, Tokat Bileziği, Tokat Çöreği, Telli zurna, Hortlatma Kaval, Tokata has yazma kalıpları, Tokata has honca tepsisi bakırcılık, Dört kulplu çömlek, Sapı  Manda boynuzundan yapılan eğri bıçak, Sahtiyan deri,

İLK USTALARIMIZ
1- Sami Erçin (zırh)
2- Güven Yetişkin (ud)
3- Ayşe Demir ( urgancı)
4- Salih Kandoğmuş (Elekçi)
5- Türkan Kestaneci( kitre Bebek)











14 Kasım 2019 Perşembe

Özlü Sözler

"Şimdi gençliğimi uğurladım,
Yaşlılığımı karşılıyorum bu istasyonda."
Dünya Köylüsü
Ayla Bağ

Saat ustası Ahmet Unan

           Türklerin Anadolu'ya gelişleriyle birlikte, ilk ve son Türk islam eserlerinin izlerine rastladığımız bu şehir ilk eseri Garipler camisi ve son  osmanlı eseri olan  Saat Kulesinin  zamana meydan okuyan dik duruşlarıyla, zamanı aksatmadan dakik vuruşlarıyla bize vakitleri hatırlatan Saat Kulesi usta ellerin bakımıyla İnsanlığa  hizmet etmeye devam ediyor.    
             1968 Niksar doğumluyum. İlk okulu ve orta okulu cumhuriyet ilköğretim okulunda okudum. Liseyi Erkek Sanat Okulunun ikinci sınıfına kadar okudum. Bize Niksar'da lakap olarak hasırcılar derler. Babam buraya yıllar önce gelip yerleşmiş.  Biz burda büyüdük. Babam Hüseyin Onan bu işi 1960 yılında Çankırı'da ustasından öğrenir ve eğitimlerini taamlayıp Tokat'a geri geldiğinde bir dükkan açar. 1964 yılından bu yana 56 yıldır saat tamirciliği ile aileden gelen bir gelenek olarak sürdürüyoruz. Babam iki yıl önce rahmetli oldu. Benim ustam babam. 1990 yılında askere gidip geldim ve  babamla birlikte çalıştım. Bende bu mesleği çocuklarıma öğretmeye çalışıyorum. Ama merakları yok. Onların ilgi alanları başka.Evliyim dört çocuğum var. Hepsi okudular.
               Abdülhamid Han'ın tahta çıkışının 25. yılında saat kulelerinin yaygınlaştırılması için fetva vermiş. Halkın yardımıyla belediye başkanı Enver Bey'in ve mutasarrıf Bekir Paşa'nın öncülüğünde Tokat halkının katkıları ile Behzat camisinin yanına inşa edilmiş. 23 tane Saat Kulesinden biri olarak 1902 yılında 33 m yüksekliğinde kesme taştan yapılan osmanlıdan kalma son eser olan bu  kulesinin  altında 25 yıldır 5 metre kare dükkanda insanlara hizmet etmeye çalışıyorum. 9 günde bir 132 badal çıkarak saatin mekanızmasını ayarlıyorum yani kuruyorum. İlk yapıldığında saatin kurulumu 15 günlükmüş ama zaman içinde halatta kısalma olmuş, biz 9 günde bir bu işi yapıyoruz. O zamanın teknolojisiyle yapılan saatin dişlilerinde hiç bir aşınma yok. Saat Kulesinin bakımını aksatmadan yapıyorum. Kışın hava şartlarının çok çetin geçtiği dönemlerde yelkovan ile akrebin donması nedeniyle saati çalıştıramadığımız günler oluyor. Onun dışında bugüne kadar saat kulesi arıza vermeden çalışmaya devam ediyor. Çırak yetişmiyor. Gençlerimizden kimse bu zanaatı öğrenmek istemiyor. Saat ustası olarak Tokat'ta sanatını icra eden son 5 ustadan birisiyim. Türkiye'deki saat kulelerinin içinde mekanla bütünleşen tek saat ustayım. Trt den belgesel çekimi yaptılar. Belgeseli izleyen herkes beni buluyor. Sadece Tokat halkına hizmet etmiyoum. Türkiye'nin dört bir yanından gelen saatleri tamir ediyorum.  Görevimi severek yapıyorum.  "diyor  saat kulesinin emektar bekçisi Ahmet Unan usta.
                Tokat'ta ilk göze çarpan yaşayan tarihi eserlerden biri olan saat kulesinin emektarının yanından vakit tamam deyip ayrılıyorum. "Doğru işleyen akıl , keskinmiş neye yarar? Saatin iyiliği koşmasında değil,  doğru gitmesindedir." Saatin kendisi mekan, yürüyüşü zaman, ayarıda insandır. Zaman akıp gidiyor...ve hiç bir saat bir öncekine benzemiyor...
Değerlenirme;
Çırak yetişmiyor,
30 yıllık usta


6 Kasım 2019 Çarşamba

Oyuncak ustası Bülent Ziya kayaalp

           Çocukluğundan beri hobi olarak yaptığı oyuncakları ticarete döküp oyuncak dünyasına 750 oyuncak çeşidiyle fark yaratan ve girdiği ekonomik çıkmazdan yarattığı inovasyon fikriyle oyuncak dünyasına doğal ve sağlıklı ürünlerle markalaşma yolunda ilerleyen marangoz Ahşap oyuncak ustası Bülent Ziya Kayaalp usta geleneksel değerlerimiz olan figürler üstünde çalışarak ürettiği oyuncaklarla adından söz ettiriyor.
        "1972 doğumluyum. İlk , orta ve lise eğitimimi bitirdikten sonra şuanda açık öğretimden ön lisans olarak ilahiyat okuyorum. Okumasını yazmasını çok seviyorum.Evliyim.iki kızım var. Babam marangoz. Onun yanında piştim. Oyuncak benim hobimdi. Ahşap yakma, kıl testere oymacılığı benim zanaatım. Halkeğitim de usta öğretici olarak öğrencilere kurs veriyorum. Yıllar sonra ekonomik sebeblerden dolayı oyuncak üretimine yöneldim. 
             Yaklaşık olarak 750 çeşit oyuncak yapıyorum. Asıl mesleğim mobilyacıyım, marangozum. Son zamanlarda işler iyi gitmeyince bende, Ahşap oyuncak yapımına başladım. Baba mesleği olan marangozculuğu oyuncak yapımında kullanıyorum. 7-yıl önce başladığım oyuncak yapımına çocuklarımıza daha sağlıklı ürünler yapmak için başladım. Çocuklarımız çok kıymetli, son zamanlarda ithal ettiğimiz ürünlerin üzerinde sağlığa zararlı maddelerin bulunması beni tedirgin etti. Doğal olan malzemelerden ürettiğim oyuncaklar çocuklarımızın sağlığı için çok kıymetli.Doktorların ahşap oyuncak tavsiye etmesi üzerine ahşap oyuncaların satışında epeyce bir artış oldu.
              Ağaç olarak  Gürgen, çam ağacı kullanıyorum.Ağaç olarak çam ağacını tercih ediyorum. Daha dayanıklı ve insan sağlığına daha faydalı olduğu için tercih ediyorum. Bu konuda çok hassas ve seçici davranıyorum. Doktor arkadaşlardan edindiğim bilgiye göre çam ağacı yıllar geçsede insan vucuduna hibir şekilde zararrı olmuyor. Bunları yapmamızdaki amaç zehir saçan çin malını boykot etmek ve daha sağlıklı daha kaliteli oyuncağı altarnatif olarak insanımızın hizmetine sunmak. Her bütçeye göre oyuncağımız var. Biz doğal ve ahşap oyuncaklarla büyüdük. Çocuklarımız bizim için çok kıymetli. Geleneksel oyuncağımız topaç oyuncağını günümüz beybilet oyuncağıyla bir arada sunuyorum. Traktör, araba, öküz arabası kağnı, hamal arabası,  hareketli ördek ve kuşlar çok ilgi görüyor. Yaptığım ürünler yurt dışına gitti beğeni kazandı. 
         Yanımızda çırak yetiştiremiyoruz. Çünkü gücümüz yetmiyor. Meslek liselerinin öğrencilerini Milli Eğitim çırak olarak desteklemeli ve bu mesleği çocuklarımıza öğretmeliyiz. " diyor Bülent Ziya Kayaalp ustam. 


2 Kasım 2019 Cumartesi

Zanaatkarlar...

Ustalar ateşi körüklediler ocakta
Demiri korda eritip tavında dövdüler,
Şekil vermek için şahımerdan ile vurdular
Damgayı vurup suyla toprağa saldılar
Soğuyunca ele alıp hizmete sundular.

"Kızını dövmeyen dizini döver "dediler.

Ustalar Ağacı kesip kabuğunu soydular
Odunu kurutup matkap ile oydular,
Her bir deliğini kor demir ile dağladılar
Nefeslenip  telli zurnayı davul  ile çaldılar.
Sesi duyup  meydan yere vardılar.

"Kızı boş bırakırsan ya davulcuya ya zurnacıya varır "dediler

Ustalar Uzun uzun kavakları kestiler
Her bir kalası dosdoğru tahta gibi biçtiler
Kasnağını Yaş iken eğip büktüler
Süzgeç olup kötüğü  gozelden elediler
Seçip seçip tohum gibi yeniden ektiler.

"Kalburüstü insanları tohuma benzettiler"

Selam olsun her vuruşta Allah diyenlere
Kağıt kalem ile deseni levhaya çizenlere
Tabilot tepsinin anasıdır  honca
Ustam gül İse şehrin gençleridir  gonca
Güzeli barındıran bahçedir bunca

"Tokattan aldım bakırı
İncitmeyin fukarayı fakiri"

İğde ağacının kalıbında yazma deseni
Baş üstüne taç etmiş sarı oyalı yemeni
7 yy dır hanında  ağırlamış geleni gideni
Elvan elvan kokar tülbentinde çiçeği
Endemiktir bu yerlerin bitkisi böceği

"Tokattanmı geliyonda kız sen Almus'lumusun"
"Başındaki yazmayı sarıya mı boyadın"

Tokatın Hastır toprağı zemzemdir suyu
Hoştur insanı güzeldir huyu
Dört kulpludur yeşilsırlı çömleği
15lilerin kınalıdır sacı, elinde parmağı
Karadır gözü , Sağ olsun vatanı bayrağı.

"Hey on beşli on beşli ,
Kızların gözü yaşlı"

Dünya Köylüsü
Ayla Bağ