8 Mart 2023 Çarşamba

Derleme

 "Bir defasında hocama dedim ki: 

-Bir kitap okudum ama zihnimde kitaptan hiçbir şey kalmadı. Bana bir meyve uzattı ve dedi ki: 

-Bunu ağzında çiğneyip ye. Yedikten sonra sordu:

-Şimdi sen büyüdün mü?

-Hayır, dedim.

Dedi ki: -Büyümedin ama o meyve vücuduna dağıldı; et oldu, kemik oldu, sinir oldu, deri oldu, tırnak oldu, hücre oldu… Anladım ki, okuduğum kitap da öyle dağılıyor:

Bir kısmı kelime dağarcığını zenginleştiriyor. 

Bir kısmı bilgi ve irfanını artırıyor, bir kısmı ahlakını güzelleştiriyor,

bir kısmı yazı ve konuşmada üslubuna incelik katıyor, bir kısmı hayata farklı bakmanı sağlıyor, bir kısmı içindeki sevgi-merhameti arttırıyor, bir kısmı özgüvenini arttırıyor, düşünmeni, sorgulamanı tetikliyor, olaylar karşısında nasıl davranman gerektiğini öğretiyor.

Her ne kadar sen bunların farkında olmasan da! Kitap okumak bir şeye yaramaz, çünkü kitap okumak çok şeye yarar! O kadar çok şeye yarar ki neye yaradığını söylemek imkansızdır."

1972 Yılında TRT'de Münir Özkulun Orta Oyununun dan bir sahne geldi gözünün önüne 

Gittim pazar yerine koydum aklımı satışa, eğridir diye. 

Verdiler bir 25'lik almadım, iridir diye.

Dediler, "ver aklını, al dünyayı." almadım, dünya dertle doludur diye...

Yerde gördüm bin altın! Almayacaktım ama aldım, sarıdır diye.

Verdim bin altını aldım bir kase yoğurt, durudur diye.

999 bin 999 küp su kattım, koyudur diye. 

Hekimlere bildirdiler, "bu adem delidir." diye. 

Bağladılar her yanımı, koydular tımarhaneye tam yeridir diye...

Aldım tımarhaneyi, dürdüm, katladım, vurdum, sırtladım halıdır diye.

Hekimlerden izin çıktı, "bırakın onun eski huyudur." diye... 

Münir Özkul 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder