8 Şubat 2020 Cumartesi

KADİM ŞEHRİMİZİN KADİM İNSANLARI

             Şehrimizin kimliğini oluşturan, yedi bin yıllık tarihiyle yüksek medeniyetin izlerini hala içinde barındıran, yaşam tarzlarıyla, genel kültürüyle, tarihiyle, ananesiyle, organik tarımıyla, endemik bitki örtüsüyle, tarihi eser binalarıyla, coğrafyasıyla, tertemiz akan ırmaklarıyla,  ovaları ve dağlarıyla, iklimi ve insanı mutedil olan bu memleketin ruhu hala yaşıyor.  Tüm bu güzellikleri özünde taşıyan ve davranışlarıyla mayalandıran, kadim insanımızın karakterini yansıtan öykülerine şahitlik edeceğiz bu yazı dizisinde. Ve geçmişle bağ kuracağımız geleceğimize yön vereceğimiz bir yolculuğa çıkacağız.
            Tokat Gazetesi'nde 15-02-2020 başlatacağımız yazı dizisine "KADİM ŞEHRİMİZİN KADİM İNSANLARI'nı"  daha yakından tanımak, insana dair  olan demlenmiş yaşam öykülerini  dinlemek ve tecrübelerinden faydalanmak için çıktığımız bu yolculukta değerli gazeteci Şule Şahin  hanımefendi ve grafiker Seda Batur hanımefendiyle birlikte ilk konuğumuzun öyküsünü dinlemek için yola çıktık. Her yönüyle duruşuyla, kültürüyle, bilgisiyle, seyyahlığı ile, öğretmenliği, şair ve yazarlığı ile, müzisyen yönüyle dolu dolu bir gün geçirmemize sebebiyet veren ve 2700 kitabıyla evinin  salonunu kütüphaneye çeviren, entellektüel kişiliği, dost ve babacan tavruyla dünya insanı olan, çelebi misali üç kıtayı ve 18 ülkeyi gezen , elektrik mühendisi, eski TOŞAYAD başkanı Remzi Zengin hocamı daha yakından  tanıyacağız. Şimdi bu söyleşiyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
            Söyleşimize hoşgeldiniz Remzi Hocam. Bize gönül kapılarınızı açtığınız için çok çok teşekkür ediyorum.
- SİZİ KISACA TANIYABİLİR MİYİZ?
-Öncelikle hoşgeldiniz. Allah başarılı kılsın. Memleketimiz için çok güzel bir çalışmaya imza atıyorsunuz. Faydalı olmasını diliyorum.
İnsanoğlunun ömrü çok kısa 68 yıllık hayat nasıl geçti anlayamadık.
Kimseye kalmamıştır, hanlar, hamamlar,saraylar,
Baki değildir evladım, şanlar şöhretler, makamlar.
1952 yılında Tokat'ta dünyaya geldim. İlk okul, orta, lise öğrenimini Tokat'ta bitirdikten sonra , üniversite sınavlarına hazırlandım. Ankara ODTÜ Fizik bölümünü kazandım. Fakat tercihimi Ankara Devlet Mimarlık Mühendislik Akademisi'nin elektirik bölümünden yana kullandım. 1975 yılında mezun oldum. Ve TEK 'te mühendis olarak göreve başladım. Ve zaman içinde TEDAŞ Tokat il Müd. görevine kadar yükseldim.  35 yıl devlete hizmet ettikten sonra 2010 yılında emekli oldum. İki yıl Tokat Kent Konseyi Kültür Sanat Çalışma Gurubu Başkanlığı yaptım. Aynı zamanda İlesam üyesiyim.  TOŞAYAD'ın kurucu üyesiyim.  2010 yılından 2018 yılına kadar TOŞAYAD derneğinin başkanlığını yaptım.  Yazdığım yazılar ve şiirler Kümbet dergisinde ve Heerilife dergisinde yayınlandı. Ayrıca şiirlerim Tokat Şairler ve Yazarlar Derneğince yayınlanan Buta Türk dünyası Şairleri Almanak'larında yer aldı. Yazmaya ve gezmeye devam ediyorum.
-BİRAZ İŞ HAYATINIZDAN BAHSEDEBİLİR MİYİZ?
-Memleketimden ilk kez okumak için ayrıldım. Ankara'da dört yıl kaldıktan sonra okulumdan mezun oldum. Büyük bir özlem ve hasretle memlekete 1975 yılında bir mühendis olarak geri döndüm. Bu arada askerliğimi yedek subay olarak Elazığ'da yaptım ve ilk kez bir bayramı memleketimden ve ailemden uzakta geçirdim çok üzülmüştüm hiç unutamıyorum. Asker dönüşü TEK'te işe başladım. O zamanlar köylerde ışık yoktu. Tokat'ın 680 köyü var sadece 63 tanesinde elektirik vardı. 10 yıl içinde yaklaşık olarak  620 köyün elektiriğini biz bağladık. Bu sayede gitmediğimiz köy kalmadı. Elektirik Mühendisi olarak girdiğim kurumda 35 yıl çalıştım. TEDAŞ Tokat il müdürlüğünden emekli oldum.İki yıl özel bir şirkette çalıştım. İki yıl Tokat GOP üniversite Meslek Yüksek Okulunda öğretim görevliliği yaptım. Öğrenciler yetiştirdim. Öğretmenlik mesleğinide böylece tatmış oldum. iki sene GOP üniversitesi danışma kurulunda bulundum.
-BİZİMLE UNUTAMADIĞINIZ BİR ANINIZI PAYLAŞABİLİR MİSİNİZ?
-Çok etkilendiğim unutamadığım ilk aklıma gelen hatıra şöyle;
Niksar'ın Ayva Köyü'ne elektirik bağlamaya gittik. Akşama kadar çalıştık. İşimiz bitti. Toparlandık. Köylüler yemeye kalın dediler.  Çok ısrar ettiler. Bizde zahmet vermeyelim diye gerek yok dedik , teşekkür ettik ve bir minübüs adam işimiz bittikten sonra arabaya bindik. Şöför de bindi arabayı çalıştırdı. İki dakkika sonra geri indi. Minübüsün etrafında bir tur attı ve tekeri patlatmışlar dedi.
Bizde inmek zorunda kaldık, köylünün hazırlamış olduğu ikramlarından yedik.  Köylüler de çok sevindiler. Bizi göndermemek için böyle bir yöntem bulmuşlar.
Yine Turhal'ın bir köyüne elektirik bağladık. İşimiz erken bitti, şehre geldik. Ve aç olduğumuz için bir
lokantaya girdik. Arkamızdan köyün muhtarıda girdi. Bizimle aynı masaya oturdu. Yemeğimizi yedik, Yediğimiz yemeğin parasını ödemek için köyden gelmiş ve bizi takip etmiş. Bu olayıda hiç
unutmadım. Çok etkilendiğim bir anımdır. Misafirperverliklerini hiç unutamıyorum.
-Etkilenmemek elde değil Anadolunun bilge köylüsünün o ince ruhlu zekasıyla karşılaşmak bizi de
çok duygulandırdı. Saflığın, çömertliğin ve vefanın bir göstergesi olarak kendisine hizmet edene olan saygısını ve minnettarlığını bu şekilde gösteren adam gibi adamların diyarı. "Köylü yurdun efendisidir "sözünü davranışlarıyla yansıtan bilge köylüye selam olsun.
-YAŞAM FELSEFENİZ NEDİR?
- " İLHAM GELİRSE ŞİİR YAZARIM, PARA BULURSAM DÜNYAYI GEZERİM " felsefesiyle
hayatıma yön veriyorum. Bu cümleyi slogan haline getirdim. Beni özetleyen bir cümle. Okumayı çok seviyorum. Kitaplarıma çok değer veriyorum. Okuyorum doluyorum ve taştığım zaman yazıyorum.
-"SEYYAH OLUP ŞU ALEMİ GEZERİM
BİR DOST BULAMADIM GÜN AKŞAM OLDU" dizelerindeki gibi sizde bir dost bulabilmek için
mi dünyayı geziyorsunuz? nerelere gittiniz.?
- Hemen aklıma .Peygamber efendimizin bir hadisi şerifi  geldi.  " seyehat ediniz ki sıhat bulasınız" diyor. Bende sıhatimi gezmeye borçluyum. Yine yüce kitabımız Kur-anı Kerim'in 15 ayetinde gezmekten bahseder. Bunlara bir kaç tane örnek verecek olursak Ali imran suresinin 137. Ayetinde
şöyle der" Sizden evvel nice olaylar gelip geçti. Yeryüzünü dolaşın da yalanlayanların sonunun nasıl olduğunu görün." Yine yusuf süresinin 109. ayeti " yeryüzünü dolaşın da hak dini yalanlayanların akıbetinin ne olduğunu görün"diyor. Gezmek görmek benim şükrümü arttırıyor. Binlerce kez hamd ediyorum Allah'a.
Dünyanın en alçak noktası lut gölünü görmeye gittiğimizde deniz seviyesinden 442 m aşağı indik ve elimizdeki pet şişelerin basınçtan büzüldüğünü gördük. Tekrar deniz seviyesine çıktığımızda pet şişe
normale döndü. Zaten fazla kalmadık rehberimiz buraları çabuk geçelim negatif enerjiden etkilenmeyelim dedi. Güney  Afrikada safariye katıldık. Herkese öneriyorum. Kendilerine fırsat yaratsınlar , imkanlarını zorlasınlar ve gezsinler.
Üç kıtayı gezdim. Yurtiçinde gezmediğim üç, beş il kaldı. İnş oralarada gideceğim.18 ülkeye gittim ;
SriLanka, Uganda, Güney Afrika, Maldiv Adaları, Dubai, Arnavutluk, Kıbrıs, Bosna - Hersek, Mısır, Suriye, Azerbeycan,Gürcistan, Nahcivan, Kudüs, Arabistan, İran, gibi dış ülkeleri gezdim.
-KAÇ ÇEŞİT KOLEKSİYONUNUZ VAR. İLK OLARAK NE ZAMAN BİRİKTİRMEYE BAŞLADINIZ?
Evet amatör bir ruhla koleksiyoner bir yanım var , 50 yıldır biriktiriyorun. 5 çeşit koleksiyonum var diye biliriz.
Para koleksiyonu, pul koleksiyonunu, kart koleksiyonu, kirbit koleksiyonu, kitap koleksiyonu, gazete dergi koleksiyonu da diyebiliriz. 1963 yılında kibrit koleksiyonuna başladım. Bugün bini aşkın kibrit kutum oldu. Bu konuda Türkiye' de bir ilk olabilirim. Pul koleksiyonuna 1968 yılında başladım. Elimde birçok ülkenin pulu var. Flateli pul servisleri ile mektup arkadaşlarımız oldu. Filipinlerle mektuplaştık. Pullar hangi ülkeye aitse o ülke hakkında size bilgi verir böylelikle kültürünüz attar.Eskiden böyle  sosyal medya , internet, telefon  yoktu. Mektuplaşma vardı. Ve pullar çok kıymetliydi. Karpostal koleksiyonum toplamda 500 ün üzerinde. 200 ü Tokat resimlerinden oluşuyor. Koleksiyonerliğin temelinde merak ve biriktirme  yatıyor. Her bir parçada hatıram var. Özellikle
kitaplarıma kıyamıyorum. 2700 kitabım var . Evimin salonunu kütüphaneye çevirdim. Yılda ortalama
60 kitap okuyorum.
 -ŞİİR KİTABINIZ NE ZAMAN ÇIKIYOR? KÜLTÜREL ANLAMDA YAPTIĞINIZ ÇALIŞMALARDAN BAHSEDEBİLİR MİSİNİZ? HOBİLERİNİZ VARMI?
En kısa zamanda 70 şiirden oluşan kitabım okuyucusuyla buluşacak inşallah. Genellikle tema olarak memleket vatan şiirleri yazıyorum.
 - TOŞAYAD olarak kültür sanat adına bir çok proğram yaptık. TOŞAYAD VE İLESAM sayesinde
yurt dışına şiir proğramlarına katıldık. Bir çok proğrama imza attık. Tokat Kent Konseyi Kültür Sanat başkanlığını yürüttüm.
Niksar belediyesiyle birlikte  8 yıl  Cahit Kulebi "Memleketim" konulu Şiir Yarışmaları düzenledik.
Zile Belediyesinin katkılarıyla 3 yıl Mustafa Necati Sepetçioğlu "Hikaye "yarışmaları düzenledik.
Kümbet dergisi Kültür Turizim Bakanlığı tarafından desteklenen bir dergi. Bütün  illerdeki kütüphanelere gönderiyoruz. Bu çalışma devam etmeli.
 Bu çalışmalar  sayesinde bir çok insanla tanıştık, yeni yerler gördük. Yeni kültürlerle iç içe olduk.
Sanatın gücüyle bir çok dostluğa imza attık.
Hobi olarak saz çalmasını öğrendim, kaval çalıyorum müzikle ilgim amatör seviyede lisede başladı.
- ÇOCUKLUĞUNUZA DAİR HATIRLADIĞINIZ  OYUNLAR NELERDİR? TORUN İLE EVLAT ARASINDAKİ FARK NEDİR?
Esnaf bir babanın ev hanımı bir annenin üçüncü çocuğuyum. İki ablam var. Ben en küçükleriyim. Çocukluğum  çok güzel geçti. Yokluk çekmedik. Mutluyduk. Sokaklarda oyun oynayarak büyüdük. Çelik çomak, saklambaç, hırsız polis, bilye, topaç çevirme oyunları  bütün bu oyunlar bizim arkadaşlarımız arasında sosyalleşmemizi sağladı. Şimdi çocuklar çok şanssız. Sokak nedir bilmiyorlar. Yalnız büyüyorlar.Bilgisayar oyunlarıyla oynuyorlar. Üzülüyorum.
Evliyim. Üç çocuğum, bir kızım, iki oğlum var. iki tane torunum var. Torun baldan tatlı. Çocuklarım okudular. Kızım Ziraat mühendisi, oğlum Elektirik Elektronik mühendisi oldu. En küçük oğlum biyoloji bölümünü bitirdi. Çocuklarımın yetişmesinde annelerinin rolü çok büyük oldu. Emeği çok fazla. Eşime bu anlamda çok çok teşekkür ediyorum.
-KADİM ŞEHRİMİZİN KADİM BİR İNSANI OLARAK  HAYATI BİR KAÇ CÜMLEYLE ÖZETLERSEK NE DERSİNİZ?
Hayat herkese farklı şeyler öğretir. Benim gençlere tavsiyem;  çalışanlar her zaman muvaffak olamazlar ama muvaffak olanlar her zaman çalışanların içinden çıkmıştır.  Çok çalışmalılar  Zamanlarını çok iyi kullansınlar. Bir amaçları olsun gençlerin. Çok okumalılar. Her yönden bilgileri olsun  ama bir konuda ihtisaslaşmalarını öneriyorum. Tarihimizi iyi okusunlar. Klasik eserleri mutlaka okumalarını tavsiye ediyorum. Geçmişimizi iyi öğrensinler, geleceği  iyi inşa edebilmeleri için. Kul olarak Allah senden razı olursa,  iyi insandı dedirtebiliyorsan arkandan ne mutlu sana...
" Kiseye kalmamıştır hanlar,  hamamlar  saraylar
Sanada kalmaz evladım, şanlar şöhretler makamlar
" Çok iyi bir kimse idi" diyorlar ise arkandan,
O zaman, öbür dünyada yapışmaz kimse yakandan." diyor bilge insan Remzi Zengin hocam .
 Alimler konağı, fazıllar yurdu, şairler yatağı olan memleketimiz Tokat'ın yetiştirdiği şair Remzi Zengin hocamla dolu dolu geçen söyleşimizin sonuna geldiğimizde üzerimize düşen payı ziyadesiyle alıyor ve kulaklarımıza küpe olan cümlelerin derinliğinde özü hatırlıyor , müziğin notalarında kavalın sesiyle " dağlar seni delik delik delerim,  kalbur alır toprağını elerim dizelerini  mırıldanarak, bam teline bastığımız saz eşliğinde " gönül gel seninle muhabbet edelim " türküsünün dizeleri dökülüyor dilimizden ... çalışmanın,  üretmenin, okumanın, sanatın insana kattığı değerlerle  olgunlaşmanın en somut örneğini dinlediğimiz öykümüzde umarım sizlerde kendinizden bir şeyler bulacak ve unuttuğumuz , ötelediğimiz bir şeyler varsa yeniden hatırlamamızı sağlayacak. Hiçbir şey için geç kalmış sayılmayız içimizdeki güzelliği cevheri keşfetme yolculuğunda herkese farkındalıklar diliyorum.
Teşekkürler teşekkürler
Güzelliklerde buluşmak dileğiyle...
Dünya Köylüsü
Ayla Bağ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder