13 Şubat 2018 Salı

ŞÖYLEŞİ

Hikaye;
Bir müzayedede kıymetli eserler, tarihî, eşyalar satılıyordu.
Birçok eşya yüksek fiyatlara satıldı.
En sona bir keman kaldı.
Görevli, yayları gevşemiş ve üzeri tozlanmış olan bu eski kemanı eline alıp seslendi:
"Beş dolar, yok mu artıran?"
Ses yok.
"Satıyorum, beş dolar yok mu artıran?"
Ses yok.
"Dört dolara indi, yok mu alan?"
Yine ses yok.
Üç, iki derken bir dolara kadar indi.
"Ben bir dolara alıyorum" dedi biri.
"Evet bir dolara satıyorum, saatıyorum. saaaattı...."
"Bir dakika!" diye bir ses duyuldu.
Arka taraflardan olgun, sakallı bir adam yavaş yavaş sahneye doğru yürüdü.
Kemanı eline aldı, tozlarını sildi, yaylarını gerdi, küçük bir parça çaldı ve yerine oturdu.
Görevli yeniden bağırdı:
"Bir dolara satıyorum."
"500 dolar." diye bir ses duyuldu. Ardından devam etti sesler:
"2000 dolar, 15000 dolar, 50000 dolar... Ve 120.000 dolara satıldı herkesin şaşkın bakışları arasında.
Çıkışta biri görevliye sordu:
"Ne oldu da bu kadar yüksek fiyata satıldı?"
"Bir ustanın eli değdi."

Bazen  büyüklerin yani bizlerin tozlanmış beynine, sislenmiş duygularına unuttuklarımıza, bir ustanın dokunması gerekebilir. Bizde şöyleşilerimizde  yaşayan tecrübeleriyle bize örnek olan dalında ustalaşmış kişilerin hayat hikayelerinden çıkarttığımız derslerle kendimize ayna tutup var olan güzelliği , içimizdeki muhteşem cevheri yeniden ortaya çıkartıyoruz.Ne mutlu bu şöyleşilere katılanlara...
    Dünya köylüsü
        Ayla Bağ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder