12 Şubat 2018 Pazartesi

NİKSAR "ZİCEV" de GÖNÜLLÜ BİR HANIMEFENDİ

             Her şey gönüllülük esasına göre halledilse ne güzel olur al gülüm ver gülüm . Bütün sorunlar çözülür gönül araya girerse .Gönüllülük en yüce değer .Hayat gayemiz içinde bir şeyi gönüllü yapıyorsak en yüce mutluluğa ermişiz demektir. Severek isteyerek bir işi yapmak işi kolay kılmaktır.
             Vasfiye teyze 70 yaşında ondan dinleyelim hayat hikayesini." kızım ben 1947 yılında Niksar'da doğmuşum. İlk çocukluk yıllarımdan aklımda kalan hikaye daha okula gitmiyorum.Kapının önünde oynarken öğretmen gelir geçerdi  yoldan ben gıptayla onu izler ,onu görmek selam vermek kopardığım çiçekleri ona sunmak için her gün onun geçtiği saatte kapıya çıkardım.O da benim başımı okşar çiçekleri elimden alır beni öperdi. Sendemi öğretmen olacaksın derdi.Her gece yatmadan önce dua ederdim "Allah'ım bende öğretmen olmak istiyorum beni öğretmen yap "derdim yorganın altında.İlk okulu ve orta okulu burada okudum. Sizinle çok özel bir anımı paylaşmak istiyorum kızım.
İlk okulu bitirdim. Çok başarılı bir öğrenciydim.Diplomamı aldığım gün çok mutlu oldum . Koşarak eve geldim. Fakat yanlış yazılan bir şey vardı aklım almadı.Akşam babamın eve gelmesini bekledim .Babam eve gelince doğruca kucağına oturup diplomamın üstündeki yanlış yazılan ismi gösterdim . Babacım bak senin adını yanlış yazmışlar dedim. Babamda tamam kızım yarın düzeltiriz ismin doğrusunu yazdırırız dedi.Ertesi gün babam benim nufusumu üstüne geçirdi o gün öğrendim evlatlık olduğumu. Ama bana o kadar güzel baktılar ki Allah hepsinden razı olsun . O günden sonra küçük prenses olarak yetiştirildim.
Kitap okumayı çok seviyorum. Beni bu konuda geliştiren bana giyimi kuşamı modayı öğreten Nimet hanım oldu.Ağaç kıymıklarına ekmek kırıntılarına nimet diyen bir babaannenin koynunda büyüdüm.Bizim evde hafta günleri yemekler kazanlarla pişerdi. Tanımadığımız insanlar gelir yemek yer karınlarını doyurulardı. Bu kültürle büyüdüm. Misafirsiz soframız olmazdı. Orta okuldan sonra öğretmen okuluna kaydımızı yaptırdık. Babam benim yatılı okumama razı olmadı. Tokat'tan ev tuttu benimle beraber okul bitene kadar Tokat'ta kaldılar. Beni yalnız bırakmadılar.Ben çok şanslı birisiyim kızım.Yeni mezun olduğumda görevdeyken babamın arkadaşı hakim olan bir amcayı ziyarete gittim.Hakim bey beni ayakta karşıladı .Epeyce sohpet ettikten sonra hiç unutmayacağım sözü beynime kazıdım."bak kızım dolu başaklar eğri olur boşlar dik durur "bunu unutma dedi ve beni kapıya kadar uğurladı . Bu hareket beni çok mutlu etti çok değerli olduğumu hissettirdi.Çok etkilendim ömrüm boyunca bu anıyı hiç unutmadım.
          Orta okul aşkımla evlendim .Bir oğlum  bir kızım var. Üç torunum var dünya tatlısı.
Hayata devamlı pozitif bakan bir insanım.Kızım bunlar söylenmez sen sordun diye anlatıyorum.Okul yıllarımda  fakir öğrencilere çok yardımcı oldum onları sürekli gözetledim. Hiç unutmuyorum iki kardeş okula geliyor önlükleri  çok eski  ben benim sınıfımdaki öğrenciye kendim önlük diktim, diğer kardeşin öğretmeni önlüğü eski diye sıradan çıkartmış bayram günü  çocuğu.Bunu duyunca çok üzüldüm.Aramızdaki farkı göresin diye anlattım kızım biz böyle büyüdük ben farklı bir şey yapmadım. Sadece ailemden gördüğümü uyguladım.Ben çevremdeki kötü olaylardan ders alan bir insanım. Öfke kin zehir gibidir sen içersin karşındakinin ölmesini beklersin. Bana arkadaşlarım Polyana derler her şeyin iyi tarafından bakarım. Kendimi sevgiyle donatırım ve yeniden inşa ederim. Etrafımdakileri yaptıkları yanlışlıklarda uyarırım. Anı yaşamayı çok seviyorum.
          Emekli olduktan sonra evde oturmak çok zor geldi.Makbule Ölçen hanımefendinin kurmuş olduğu zihinsel engelliler okulunda gönüllü olarak çalışmaya başladım. 80 öğrenciye hizmet veren bir kurum.Okulun kurucusu Makbule hanımın    oğlu engelli özel eğitimlerle oğlunu 60 yaşına kadar bakıp büyütüyor dünya literatürüne en uzun yaşayan zihinsel engelli olarak geçiyor. Bende bu kurumda çalışmaya başladıktan sonra sokaklardan bu çocukları topladım.  Bu çocukların çok özel olduğunu ,özel ilgi gerektirdiğini onlara dokunarak ve gözlerinin içine baktığın zaman öğrendiklerini gördüm sevgiyle her tohumun yeşerdiğini görmek beni çok mutlu etti. Yıllardır burada gönüllü olarak çalışıyorum her gün Allah'a dua ediyorum onlar için daha ne yapabilirim diye bir mucize olsada milli piyongo çıksa negüzel olur diyorum. Onlar için yapmak istediğimiz her şeyi gerçekleştirsek diyorum. Sevginin her kapıyı açtığını düşünüyorum.Bütün zorluklara rağmen bir kolaylık vardır diye düşünüyorum.Engelli çocukların sadece sevgiyle  açıldıklarını gördüm. Saldırganlıklarının kendilerini korumak için yaptıklarını görüyorsun çünkü çok savunmasızlar. Zor öğreniyorlar, bu çocuklar daha sadıklar,daha içten samimi ,aslında iki yüzlülere göre tek yüzlüler olduğu gibi çıkarsız.
Sevgi ,ilgi ,resim ,beden eğitiminin etkisi  bu öğrenciler üzerinde çok büyük.
           Öğretmenlik iki artı iki eşittir dört değildir. Sosyal olmak çocuklara dokunmak onların seviyesine inmek değer vermek kıymet bilmektir.Eğitim ailede başlar.okulda devam eder öğrenme.
Kendime ait bir sırrım yoktur.her şeyimi paylaşıyorum.
Vasfiye teyzenin hayat hikayesi üzerinden çıkarttığımız dersler...
-sevgi herşeyin anahtarı
-nefret ve kini içimizde büyütür kendimizi zehirleriz.
-öz yada üvey mesele bu değil mesele yaradandan ötürü yaradılanı sevmek ve değer vermek.
-gönüllülük yürek işidir herkese nasip olmaz.
-görgü görenek aileden başlar. Eğitimin öğretimin ilk okulu ailedir.
-hayalleriniz ve dualarınız bir olsun.
Gül değince aklıma Aşk peygamberimiz geldi. Diyor Vasfiye teyzem.
            Sevgiyle büyümek ve sevgiyi paylaşmak yaptığın işlere sirayet ettiğinde önünde engel kalmıyor işler kolaylaşıyor. "Biz ona bütün yoları kolay kılarız "ayetinin de bize gösterdiği gibi işimizi eşimizi severek secer ve severek çalışırsak her şey  bize kolay gelir. İyiliği ve güzelliği çoğaltmak adına çirkinliklerden dersimizi çıkartmak gerekiyor.  Gönüllü insanların hayatın içinde çoğalması dileğiyle.Selam olsun güzelliklerde yarışanlara ....

 Vasfiye teyzeye arkadaşının yazdığı şiir
Camisi yıkılmamış mihrabıda duruyor
İçinin güzelliği dışınada vuruyor.
O kaşlarla o gözler tıpkı bir ok gibi
Yüzüne her bakanı can evinden vuruyor.

Samimiyet candanlık sende
Dünyaya yetecek kadar sevgi var yüreğinde
Misafirin eksik olmaz her günde ve gecende
Neşe hayat dolusun her Allahın gününde

Kimsesiz yoksul çocukların koruyucusun
Onların kalbinde bir taht kurdun
Kabanlar mekaplar defter kalem kitaplar
Bu kadar değirmenin suyunu nerden buldun.
        Gündüz şöhretoğlu.   1980

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder