19 Kasım 2019 Salı

sunum önsöz

               Zanaatkarlarımız; Anadolu'nun mayası olan bu topraklarda yerel tohumların içinde evrensel değerleri barındıran birer hazinedir. Kültürümüzün can damarı olan unutulmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarımızı yaşatan ustalarımızdır.  İşte bu hazinenin üzerinde binlerce yıl yaşayarak yüksek medeniyetin izlerinin öncülüğünde demlenmiş ustaların, bir sonraki nesle köprü olan kültürün taşıyıcılığınıda üstlenmişlerdir doğal olarak. Sanatkarlarımız bu topraklar ve insanlık için çok önemli sırlarıda yaptıkları eserleriyle birlikte bir sonraki neslin temelini oluşturmaktaki bilgiyi taşıyan bilgelerdir.
               Bu anlamıyla baktığımızda bir toplumun tarihi sürecinde kazandığı maddi manevi yolculuğunda ki yaşam tarzıdır kültür. Kültür estetik, ahlak, adalet, sanat ve benzeri kavramların kişiden topluma doğru gelişerek bütünleşen davranış ve düşünüş şekillerinin tamamıdır.
Ulusal kültürün temelini birey ve yöre oluşturur. Kültür statik değildir, çevre ve zaman ile değişim yaşar. Her toplumun kendine has bir kültürü vardır. Kültür tarihseldir ve insanlık tarihi kadar eskiye dayanır.   Toplumların birbirinden etkileşimleri farklı kültürlerin doğumuna sebep olmuştur. Kendi tarihimizde ki kültürel yolculuğumuza baktığımızda, biz Türkler çok zengin bir kültüre sahibiz. Doğu islam medeniyeti ve batı medeniyetinin sentezini yapabilmiş ender örnek topluluklardan birini oluşturuyoruz.
              Köklü  kadim tarihimizle şekillenen ve zenginleşen kültürümüz aslında bize gelecek adına güç vermekte, ışık tutmakta ve yol göstermekte. Kültürel mirasımız geçmişten geleceğe köprü olmaktadır. Bu kültür bize bir kimlik kazandırmıştır. Tarihin derinliklerinden elenerek gelen günümüze ulaşmış maddi manevi tüm değerlerimiz birbirimizi kolay anlamaya , ortak yeni değerler oluşturmaya ve huzur içinde bir bütün olarak yaşamaya götüren ögelerimizdir.
Çok zengin bir yapıya sahip olan Anadolu, insanlık ailesinin bir mozaiği olarak ve bu mozaiğin bir yapıtaşı olan Şehrimizde bir çok etnik  kökenin bir arada yaşadığı, her birinin yaşam ve kültür farklılıkları ile kardeşçe yaşamayı destur edinen bu memleket ,  geleceğin kültürünü sağlam temeller üzerine oturtacak öze sahiptir.
             insan aklı ile çevresini ve tüm doğayı yaşanabilir hale getirerek bir kültür dünyası oluşturmuştur. Bu anlamda insan doğan,  büyüyen,  gelişen, ilim yapan, sanat yaratan, düşünen, üreten, öğrenen, öğreten, insanlığa faydalı olan birikimleriyle, yazıtlarıyla, eserleriyle zanatkarların eliyle kültür birikimlerini kuşaktan kuşaya aktaran bir varlıktır. Gücünü bilgiden alır ve ehil ellerde şekillenen gelecek nesillerin dünyasında anlam kazanır. Yeni çağımızın insan formasyonunu tanımlaması "Bir konuda derinlemesine bilgi sahibi olurken, diğer konuların azda olsa üzerinde durulmasıdır"
               Bende bu ustalar kitabı çalışmamla unutulmaya yüz tutmuş geleneksel elsanatlarımızı bir kitapta kayıt altına almak bu zanaatları yapan ustalarımızı daha yakından tanımak ve onların yaşam tecrübelerinden işin ve insanlığın sırlarını öğrenmek için yollara düştüm. Üç yıl da heybemde biriktirdiğim bu hikayeleri  "Yaşayan Efsaneler İlk, Tek ve Son Ustalar " başlığı altında bir kitap haline getirdim. Çoğu ahiler geleneğinden gelen Ustalarımızı Okullarda öğrencilerimizle buluşturup belleklerine bu zanaatların insanlıkla olan bağlarını hatırlatmak için " Ahiler kervanı"çalışmasıyla şehrimizin değerlerini, tarihini, yüksek medeniyetin izlerini sürerek öğrencilerimize farklı bir bakış açısı sunmak istedim.
               Bu topraklarda doğmaktan onur duyan ve üzerimize düşen görevi yerine getirmeye çalışan bir  çırak olarak üretmeye, yazmaya ve düşünmeye devam ediyorum. Anadolu ismiyle özdeşleşmiş analarımız bizim en kıymetlilerimizdir. En büyük usta olan yaradandan sonra yaradan annelerimiz bizim baş tacımızdır. Bende bu kitabı çok sevdiğim canım anneme ithafen yazıyorum. Bizi doğuran hamur gibi yoğuran nasihatleriyle şekil veren usta ellerinden öperim annem.
.
                Elleriyle çalışanlara işçi, eliyle aklını birleştirip çalışanlara usta, eli, aklı ve yüreğini birleştirerek çalışanlara da sanatkar usta denir.  İşte  toprağı, bakırı, demiri , ahşabı bilgisiyle ve becerisiyle sanata çevirenlerin diyarı, yaşayan tarihi eserleriyle, efsane ustalarıyla, geleceğin mayasını içinde barındıran bu şehrin bir evladı olarak sesleniyorum. Bu şehir kültür mirası ve otantik yerel turizimiyle kutup yıldızı misali öncü ve yol gösterici olmaya hazır. Sağ duyulu yöneticilerimizin 
elinde yine yeni yeniden bu meslekler Sanat Okullarında , Kız Meslek Liselerinde, Üniversitenin açacağı USTALAR AKADEMİSİNDE  yan alan olarak okutulmalı, öğrencilere aktarılmalı, usta çırak ilişkisiyle meslekler canlandırılmalı bu mesleği yapan gençlerimize destek verilmeli ve sahada yer verilerek otantikliğimizi koruyarak yeniden yaşatılmalı.
Ne mutlu elindeki yeteneği akıl eleğinden eleyip, alınteriyle yoğuran, yürek ateşinde pişirerek eserlerine yansıtan ustalara selam olsun...
Dünya köylüsü
Ayla Bağ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder