6 Ocak 2019 Pazar

İNSANLIĞIN ANASI KADIN

                 Yaşlı ve yorgun dünyamızın yükünü ve dengesini biz insanlar hunharca bozup dengesizleştirdik. Kadını erkekten anayı yavrusundan hayvanı doğasından bitkiyi topraktan havayı sudan toprağı ateşten ayrı gördük ve bu ayrı gayrılık içinde kavgalar ettik. Sahiplendik hep bana hep bana dedik ve sadece ve sadece kendimizi beğendik. Bizden olmayanı bizim gibi dişünmeyeni içimize almadık ötekileştirdik. Bütün bunları yaparken doğru yaptığımızı zannettik.
                İnsan olmaktan uzak yaşadık insan görüntümüzle. İnsanın ayrısı gayrısı olmaz insan insandır. Erkeği kadını ayrıştırırsan dengeyi bozarsın . Kadın erkek bir bütündür. İnsan gücünü insanlığından alır. Yaratılan herşey insana muhtaçtır. İnsan da insana muhtaçtır. Herşeyden önemlisi insan yaradana muhtaçtır. Yaratıcı karşısında acizdir ama yaratılan mahlukat karşısında güçlüdür. Kadın tek başına yaradandan sonra yaratandır. İffetini ve namusunu koruyan kadın Hz meryem (müminin -50) de " Biz Meryemi ve oğlunu ,oğlunun annesini bir ayet kıldık. Tüm insanlık alemine" der .Erkek bu özeli ve güzeli koruduğu sürece var olabilir. İnsan oğlunun içinde barındırdığı merhameti ,adaleti,ilmi, cesareti ve sevgiyi yaşatabildiği yeşertebildiği sürece omuzlar üstünde taşınmaya layık kadını koruyan kollayan gelişmesi için kol kanat geren bir varlıktır erkek. Yani demem o ki kadın varsa erkek var ,eş var, çocuk var, sevgi var, bereket var, merhamet var, mutluluk var, bütün bunlara şahitlik eden analar, babalar, dedeler, nineler,  abiler, ablalar, teyzeler, halalar, dayılar, amcalar, oğullar, kızlar, torunlar var. Aile var toplum var insanlık var dünya var. Bütün bunları gerçekleştirebileceğimiz üzerinde yaşadığımız bu dünyayı cennete çevirme hayalimiz var. Birlik ve beraberlik içinde herkes kendi sorumluluğunun bilincinde yol aldığımızda yolumuz aydınlanacak ve insan gibi yaşayıp insan gibi yol lacağız sömürülmeden kula kul olmadan bu gemiden insan gibi ayrılacağız yok olmadan.
                   Kaosların içinde, bozuk dünyanın çarkında mekanikleşen ve duygusuzlaşan robotlaşan insanın yeniden,  yine yeni yeniden insanlığın doğum yeri bu topraklar olacaktır. Dönüşüm ve değişim karşısında kendisine ve zamana engel olamayan insan, insanlığın özüne dönüş yapmak zorunda. Yoksa kendi ellerimizle yarattığımız sanal dünyaların içinde yok olmaya mahkumuz. Bu esaretten ancak ve ancak okuyarak kendimize yaptığımız farkındalıklarımızla değişimi yakalaya bilir ve var olabiliriz. " Bu böyledir. Çünkü Allah bir topluma lütfettiği nimeti, o toplum  birey olarak içlerindekini, birey olarak kendilerine ilişkin olanı değiştirmedikçe, değiştirmemiştir. Ve Allah, iyice işiten gereğince bilendir."(Enfal-53)ayetinin ışığında aydınlanmak dileğiyle...
Dünya köylüsü
    Ayla Bağ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder