2 Aralık 2018 Pazar

O BİR MELEK

              Türkiye nufusunun %12,29 engellilerden oluşmaktadır. Doğuştan veya sonradan herhangi bir hastalık veye kaza sonucu bedensel, zihinsel,ruhsal, duygusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle normal yaşam gereklerine uymama durumunda olup koruma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyacı olan bir kişidir.(SHÇEK-kanunu) Bu tanımdan sonra bir tanım daha yapmak gerekirse ,Annelik bir sanatsa Gülüzar Anne bir sanatkar diyerek söze başlamak istiyorum ve gerisini Gülüzar annenin ağzından dinleyelim.
              "Hayatı hiç böyle hayal etmemiştim.Ama yaşam içinde bize verilen koşullarla sınavların içinden sevgiyle sabırla gelip geçiyoruz. Bakış açılarımızı değiştirirsek kabullenirsek aslında bunun bir lutuf olduğunu ve melekle yaşamımıza devam ettiğimizi zaman içinde öğreniyoruz "diyerek söze başlıyor bilge kadın.
               "1969 yılında Pazar'ın Tatar Köyü'nde dünyaya geldim. Annem beni yaylalarda doğurmuş. Yaylaları temiz havayı çok severim. Annem ev hanımı babam  çifçi. Babam ben 7 yaşındayken vefat etmiş. Beş kardeşiz .Yokluk içinde büyüdük ama sevgimiz boldu. İlk okul mezunuyum. 17 yaşında anne oldum. Bir oğlum bir kızım vardı.
             Kızımın doğumuyla hayat yeniden başladı. Dört aylık olduğunda bir şeylerin ters gittiğini anladık. Doğum esnasında beyne oksijen gitmemiş. Beyin hücreleri zarar görmüş. Durumu fark edince  çareler aramaya başladık.Ankara'ya gidip gelmeler çok uzun zaman aldı. Taa ki Samsun'da 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi hocası Ali haydar Taşdemir Beyle karşılaşana kadar sürdü. Hocam bizi muayene etti ve dedi ki; " Bu bebek size Allahın bir lutfu, o bir melek bununla yaşamasını öğreneceksiniz."dedi.24 yıldır kızımla yaşamasını öğrendik. İlk olarak kızımdaki potansiyeli  Üstün Gelişim Merkezi fizyoterapisti Dr. Serap Şimşek Hanımefendi fark etti. Kızım Sevda'nın çok zeki olduğunu eğitilebileceğini fizik tedaviyle durumunun çok daha iyi olacağını dile getirdi. Bende ne söylediyse hepsini yaptım. Kızımı dizlerinden ameliyat ettirdim. Devletin bize sunduğu bütün
imkanları kullandım. Şimdi kızım eskiye oranla fiziksel ve zihinsel anlamda % 80 oranında iyileşme gösterdi. Bunu öğretmenlerimize ve Sevdaya borçluyuz. Kızım okuma yazmayı öğrendi. Şimdi orta okul son sınıfta Açık öğretimden eğitimine devam ediyor. Cep telefonunu kullanıyor, alışveriş yapabiliyor. İlerde yazar olmak istiyor.
             Genç annelere önerim elin ağzına bakmasınlar onların söylediklerini duymasınlar. Çocuklarını üzmesinler kendilerinide üzmesinler.  Durumu kabullenip onlarla yaşamasını öğrensinler  hayatlarını kolaylaştırsınlar. Sosyalleşsinler arkadaş arasına katılsınlar. Yeni yüzlerle tanışsınlar. Çocuklarını çok sevsinler sevgiye boğsunlar. Sevda bana sabrı ve sevmeyi öğretti. Keşkeyle yaşamak çok kötü. Yapacaktım, yapsaydım demektense yaptımda olmadı de. Engel beyinlerimizde. Sevgiyle her türlü engeli aşıyorsun. Engel siz siniz , ruha umuda engel yok.Engel egolarımızda ,olmayan merhametimizde ve sevgisizliğimizde. Engelli annelerine acıyarak bakmasınlar, Engelli arabalarının geçtiği kaldırımların yollarla bağlantılı yerlerine arabalarını park etmesinler. Ben kızımla dolu dolu bir hayat yaşıyorum. Çok mutluyum. "Sevda anlatılmaz yaşanır, Sevda'yı yaşamak gerek" onsuz bir hayat düşünemiyorum.
             Oğlum Yakup Akdağ 29 yaşında jandarma Assubayı olarak Siirt'te görev yaparken terörüstlerin açtığı ateş sonucunda geçen sene temmuz ayında  şehit düştü.  Hepimizin sahibi Allah. O ne derse o  olur. Yatığı yer nur olsun. Benim yüreğim yandı içim kan ağlıyor, ama ben kızım için ayakta durmak zorundayım. Oğlumun hayaliyle ve bize bıraktığı emenetleri torunum ve gelinimle kızımla hayata kaldığımız yerden devam ediyoruz. İsyan etmeden kabullenerek yürümek hayatı kolaylaştırıyor. 2017 yılında yılın annesi seçildim. Tüm annelere tavsiyem hayatın getirilerini sevgiyle ve aşkla karşılasınlar. Kimseyi ve  hiç bir şeyi kafalarına takmasınlar. Hayat yaşamaya değer.
             Gülüzar Akdağ anne tüm engelleri sabrıyla ve sevgisiyle aşmış.  Hayali kızı Sevda'nın yürüdüğü günü görmek ve ümreye beraber gitmek istiyor. Tüm engellere rağmen engelsiz bir hayat yaşayarak bize örnek olduğunuz yaşam enerjimizi tazelediğiniz için bakış açılarımızı değiştirdiğiniz umut olduğunuz  için Teşekkürler Gülüzar Akdağ anne bizimle hayat hikayenizi paylaştığınız için.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder