12 Ekim 2017 Perşembe

KİLİMİN DİLİ

     

             Anadolu tarihinde kilimin değeri kilimin dili binlerce yıl kadim tarih anlatıcılığının en sağlam kaynaklarından biri olmuş. Dağlara taşlara levhalara  kitaplara ve kilimlere yazılan bilgilerin insanlık tarihine kendi dillerince şahitlik etmiş ve anlamın taşıyıcısı olmuş. Koç boynuzu motifiyle üretkenlik güç ve erkekliği, elibelinde kadın motifiyle gücünü kendinden alan kadın anneliğin dişiliğin ve verimliliğin sembolünü, kurt başıyla özgürlüğü, Bukağı motifiyle aile birliğine olan bağlılığı veya ayağa vurulan prangayla köklere olan bağlılığı ve kartal motifiyle güçü ve kudreti sembolleştirerek söylemek istediklerini dile getiren Anadolu insanının samimi bir dili olarak günümüze kadar gelmiştir. Konar göçer olan Türk insanının kolay taşına bilir ve kullanım alanı her şeye uygun olan kilimin günümüzde de vazgeçilmez olması bundandır. Anadolu kilimleri yörük ve türkmen olarak ve yöre isimleriyle beraber anılır. Kızık ,Afşar,Emirdağ, gibi. Kızık kilimlerinin temel rengi lacivert,beyaz,kırmızıdır. Duyguların dili olan kilimleri çeşitli ürünler de görmek, duvar kilimi seccade, kırlent, minder, cüzdan, çanta, paspas, pano, anahtarlık olarak ta üretilen kilimin  günümüzde unutulmamasına katkıda bulunmak için yeniden güncellenmesi ve aktif hale getirile bilme çabası olarak görüyorum. M.Ö 6500 yıl önce bulunan kilimin üzerindeki motif dua eden kadınlar figürü olarak kayda geçmiştir.
            1968 yılında Turhalın Taşlı Höyük köyünde  dünyaya geldim. Annem ev hanımı babam çifçi.  dedem köy ağasıymış. Köyümü çok seviyorum. Annem babam köyde yaşıyor. 6 kardeşiz ben üçünçüyüm.ilk okulu köyümde okudum. ilk okulu bitirince, köyümüze gelen  Niksarlı imamın annesinin sohbet arasında biz halı dokuyoruz, isterseniz sizede öğretebiliriz demesi üzerine ablamla ikimiz  Niksarda 4 beş ay halı dokuma eğitimi aldık, kurs gördük. Çözgüsüyle desen kurmasıyla
herşeyiyle öğrendikten sonra köyümüze geldik ve tezgahımızı kurup köyün genç kızlarına halı dokumasını öğrettik. Bir gün köyümüzde ki sağlık ocağının açılışına dönemin VALİ 'si Recep yazıcı oğlu  geldi. Çok güzel bir konuşma yaptı. Bu köyde okuyan, el sanatlarıyla uğraşan  kimseniz yok mu? dedi vali bey. Köylüde bizi gösterdi bunlar halı dokuyorlar köyümüzdeki kızlara halı dokumasını öğretti dediler. Vali beyin çok hoşuna gitti. Yanımıza gelip elimizi tuttu. Eğer şehre gelirseniz bir derdiniz isteğiniz olursa sizi valilikte bekliyorum istediğiniz zaman gelebilirsiniz dedi. Bana bu yaklaşım çok samimi geldi kendimi çok değerli hissettim. Erkek Kardeşimin okuması için köyden  Turhal'a taşındık. Ev tuttuk. Ablamla ve kardeşimle beraber Turhalda yaşamaya başladık. Kardeşim okula gidip geliyor bizde halk eğitimde 40 tezgahlık bir halıcılık kursunda usta olarak işe başladık.8 yıl halı dokuduk.  Bir gün aklıma  Valinin sözleri geldi sizi valilikte bekliyorum demişti. Turhal'dan kalkıp vali beyi ziyarete gitmeye karar verdim. Valiliğe vardığımda vali beyin tayininin çıktığını öğrendim çok üzüldüm görüşemeden geri geldim..Halk eğitimde usta öğretici olarak görev aldım. Yarışmalara katıldım ve ikinci oldum.  Kilim dokumacılığı üzerine geliştirdiğim tekniklerim var. Kendime özgü türk motiflerini  yeniden yorumluyorum. Kilimin dili çok farklı. Mutluysan rengarenk ,biraz hüzün varsa koyu renkleri kullanıyorsun.  Kendime has geliştirdiğim kanaviçe kilim dokuma tekniğini ilk ben uyguladım. Bende kilim dokumasını ustadan bakarak öğrendim. Bizim kurslarımıza öğrenci bulmak çok zor. Kurs açabilmek için kişi sayısı istiyorlar ben her yerde dile getiriyorum. Bu sektör popüler bir dal değil insanlar  çok az tercih ediyorlar.  İçlerinden bir ikisi gerçekten isteyerek geliyor. Ben diyorum ki istekli bir iki kişiyi yakalamışken onlara bu zanaatı öğretelim sayıya bağımlı kalmadan bu ata mirasımızın bir sonraki nesle aktarılması için elimizden geldiğince işi kolay kılmamız gerekiyor. Öğrenci sayısına takılmadan yolda yürümemiz gerekiyor. Bu işi kursiyerlerime sevdirmek için ayrıca çaba harcıyorum. Popüleritesi olan ne dokuya bilirim diye düşündüğümde aklıma Anahtarlık, seccade, pano, kırlent, minder, duvar panosu, kilim , paspas, çanta gibi şeyler geliyor. 30 yıldır bu işi yapıyorum benimki taş sabrı birileri beni fark etsin istiyorum, pazarım açılsın bende dokuyarak kendimi dahada geliştireyim. Yaptığım ürünü önce kendim beğeneceğim ben beğenmezsem kimse beğenmez diye düşünüyorum. Bir insan ömrünü verse kilim desenlerinin çeşitliliğine ve anlamına yetişemez.Gönül insanlarının elinde bu sanat yaşatılmaya çalışılıyor. Keşke ben bu sanatı tanımasaydım diyorum bazen çünkü aşığım başka işe konsantıra olamıyorum kilim dokumasını çok seviyorum. Başarılı olmak için bu işi seveceksin gayretli olcaksın  çalışmak ve azimli olmak  çok önemli. Kendime güveniyorum ,yeni şeyler üretiyorum. Özgür yaşamayı çok seviyorum o yüzden evlenmeyi hiç düşünmedim. Evlenince kısıtlanacakmışım gibi geldi etrafımdaki örneklerden böyle düşündüm,bende bunu göze alamadım. Dedem köy ağası yokluk çekmedim.  Oyüzden bir başkasının hakimiyetinde yaşamayı hiç  arzu etmedim. Aile değerlerine çok bağlıyım annemi babamı çok seviyorum.Aile dedin mi akan sular durur benim için.
          Züleyha hanımın hayat hikayesi üzerinden okuduğumuz öğretiler.
-İşini severek yapacaksın
-elindeki hazinenin kıymetini bilip sende kendini geliştirip üretime katkıda bulunacaksın
-aile kavramına sahip çıkacaksın,aile çok önemli toplumun en küçük yapı taşı.
-bulunduğun konumdan üste çıkmıyorsan yerinde say aşağı düşme.
-ata geleneğimiz olan zanaatlarımızı yaşatmak için elimizden geldiğince aşk ile çok çalışmalıyız.
       Züleyha  koç hanım bize  kilimin dilini ve kendi yaşamıyla bize anlatmak istediği dili birleştirip güzelliklere, dikkat çekmek ve yaptığı işin en güzeliyle hizmet vermek için elimizdeki bilgi dağarcığından beslenip yeni şeyler üretmenin araştırma yaparak olacağının altını çiziyor. Zihnimizi yeni bilgilere açık  tutmak, gönlünüzü açmak, düşünmek  kritize etmek, geçmişin güzelliklerini ileriye taşımak için, fark yaratmak ve iz bırakmak bir şeyleri yeniden yorumlamak ve farklı iki tekniği bir arada  kullanmak elbetteki yaradanın sanatçılara verdiği özel bir lutuf . Bilgiyi ve görgüyü yeniden harmanlayıp yorumlamak köklerden kopmadan eskiyi ve yeniyi birleyip yaşadığımız çağa uygun dili yakalayıp hayatımıza anlam katarak aynı dilde buluşmak  dileğiyle..Teşekkürler Züleyha Koç hanım bizimle  hayat hikayenizi paylaştığınız ve geçmişle gelecek arasında köprü olduğunuz için.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder