15 Ekim 2017 Pazar

BAŞÇİFLİĞİN HANIM AĞASI


         
          Başçiflik ilçesinin kuruluş tarihi 400,500 sene öncesine dayanır.Niksar ovasının sıcağından ve sivrisineğinden kaçan halk yeni yerleşim alanları arar kendisine.Buraya gelen şahıslar ormanı bol suyu bol olan bu geniş alanda konaklamışlar, geri döndüklerinde  öyle bir yer buldukki "otu sümbül kuşu bülbül"diye metetmişlerdir.Bunun üzerine beşhane göç eder ve çifliklerini kurarlar buraya ve zamanla beş çiflik başçifliğe döner. İlçede hayvancılık ve halı dokumacılığı üzerine ekonomisini kurmuştur.Arazilerinde patates fasülye ve kendilerine yetecek kadar sebze yetişmektedir. Doğa yapısı ve bitki örtüsü arıcılık yapmaya müsaittir.Halkı çalışkan ve zanaatkardır .becerikli ve hayrat yaptıran kadınları vardır. Başçiftlik Beldesinin hanım ağası, çöp kız. Küçükken zayıf, çelimsiz, ufak tefek bir kız olduğundan dolayı bu lakapla anılır ve 74 yaşında olmasına rağmen hala böyle sesleniliyor. Yiğit lakabıyla anılırmış. Dik duruşlu, sözünün eri,  affedici,ufak tefek ama kocaman yürekli, Anadolu kadını avşar kızı.
            1944 yılında Başçiftlikte doğdum, annem ev hanımı babam marangoz Davut Avşar'ın kızıyım. 4 kardeşiz iki kız, iki oğlan. İlkokulu burada bitirdim. 1962 yılında çok sevdiğim eşimle kaçarak evlendim çünkü annem beni öğretmenlere doktorlara vermek istedi, eşim fakir olduğu için ona layık görmedi bende eşimi çok sevdiğim için ona kaçtım. 1 ay sonra eşim jandarma uzman çavuşu olarak işe başladı ve tayinimiz Mardin'e çıktı. Yurdun çeşitli yerlerini gezerek yirmi yıl sonra emekli olduk. Sivas, Artvin, Bursa...Hepsi bana çok şey kattı. Bursa'dayken Başçiflik'ten halı dokuyan ustaları götürüp Bursa'lılara Orhan eline halı dokumasını öğrettim. Oradan öğrendiğim konserve yapımını da Başçiftliklilere öğrettim. 1982 yılında emekli olduk. Eşim, Remzi Polat Başçiftliğe reis oldu yani bugünkü Belediye Başkanı. Ben burada sevilen ,sayılan bir kişi olarak düğünlerde aşçı oldum, cenazelerde ölü yıkadım, küsleri barıştırdım.Benim yanımda kimse küs duramaz. Yaklaşık yüz elli iki yüz kişiyi evlendirdim. Bundan 26 yıl önce yine bir gün düğün evindeyim , yemek pişiriyorum. Silah sesleri duydum. Oğlumda arkadaşlarıyla beraber düğün evine gelirken o da silah seslerini duyup o yöne doğru gidiyor. Oraya varınca babasını kanlar içinde yerde görüyor, eşimi vuran kişi oğlumu görünce beni vurmaya geldiler diye onada ateş ediyor. İkisini birden vuruyor. Parti davası yüzünden senlik benlik kavgası kızım. Oğlum ve eşim yaralandı. Eşim 15 gün hastanede yatıp çıktı, 19 yaşındaki oğlumu kan kaybından kaybettim. Oğlumu vuran kişi ifadesinde "Üzerime 4 arkadaşıyla birlikte geldiği için kendimi koruma amaçlı vurdum." Demiş. 7-8 sene yattı, olay bitti. Kimseye kin tutmuyorum, her şey Allah'tan. Ne niyetle vurduğunu Allah bilir. Ona verecek hesabını. Ben hepsini affettim kızım. Çok zor günlerdi. Kendi kendime "Buda gelir buda geçer ağlama "dedim, sabır ile hepsini yendim. Geçmişi düşünmüyorum olan olmuştur, artık düzeltilemez. Geçmişi değiştiremezsin. Kötü bir şey yaşadığımızda elimizden bir şey gelmiyorsa, önümüze bakıp ilerleye bilmek için  yapacağımız tek şey affetmektir. Bende öyle yaptım affettim ve Selamımı kesmedim. Şu koca yerde küs olduğum kimse yoktur.
     Üç kızım var, biri Antalya'da biri Bursa'da biri de Azerbeycan'da evli. Torunlarımın hepsi okudular. 75 senelik hayatımda yokluk görmedim, gezdiğim yerlerden hep güzelliklerle beslendim, insanları çok seviyorum. Keşkem ve pişmanlığım yoktur her şeyi dolu dolu yaşadım. Ölüm bizim sınavımız. Varlıkta yoklukta bizim sınavımız. Dedikoduyu sevmem de konuşturmamda.İnsanları ayırt etmem. Büyüğüm abim, küçüğüm kardeşimdir. Gül deyince aklıma Allahu Teala bizi yeşertti ve güldürdü bu geldi aklıma.Gülmeyi çok severim. Düğünlerin oyuncusu türkücüsü benim.Bensiz düğüne destur verilmez,burda herkes beni sever sayar bende onları sever sayarım. Elimden geldiğince başkalarına yardımcı olmaya çalışırım iki elim kanda olsa yetiş bacım diyene koşarım. Paylaşmayı çok severim.
             Başçifliğin görmüş geçirmiş bilge kadını fadime teyze bulunduğu yerin direği.sözüyle özüyle herkese örnek.Affetmenin yüce erdemine ermiş bir kişi.Affetmek kişiyi özgürleştirir.Afedici olmayan insan başkalarını sevemez.  Bulunduğu yere neşe saçan herkesi olduğu gibi seven  Fadime ananın hayali ben gördüğümü gördüm yaşadığımı yaşadım. Herkes hayatta mutlu olmak ve mutlu etmek için yaşasın diyor. Yani yararlı olmak, şefkatli olmak, fark yaratmak için yaşamak ve anlamlı bir ömür sürmektir yaşamak. Kimse kimseye kin beslemesin affetsinler yapılan hataları, bu dünyanın öteside var ,asıl mizan kurulduğunda yaradanın yüzüne bakacak amelle gitmek için yarışalım. Kötülükten kimse bir şey kazanmaz. Selam olsun güzelliklerde yarışanlara...Teşekkürler Fadime Polat teyze bizimle hayat hikayenizi paylaştığınız için.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder