5 Mart 2016 Cumartesi

OKU-MAYIN

          Okuduğumuz şey bizi bilgilendirmiyorsa bize birşeyler aktarmıyorsa,bulunduğumuz yerden bir üst seviyeye çıkarmıyorsa,bize eskiyi atıp yeniye yer açtırmıyorsa ,düşündüklerimiz kalbimize dokunmuyorsa okumamız boşuna .Okuduğumuzu zannettiğimiz şey her neyse bizim egomuzu okşuyor ve şişiriyorsa  bu okuma bizi felakete götürür .
          Haydin kızlar okula , kardelenler okumalı,diye bir çok kampanya  duymuşsunuzdur kızların okumaya teşfik edilmelerine çevremizde bizlerde zaman zaman şahitlik etmişizdir.okula ekonomik özgürlüğü olmadığı için gidemeyen komşumuza toplanıp konu komşu mali yönden destek verip kızlarını okula gönderdiğimiz oldu.o kız şimdi okulunu bitirmiş çalışmaya başlamış önce kendisinin sonra ailesinin geçimini  üstlenmiş  ve vatana millete hayırlı bir evlat olduğunun şahitliğini görmek insana mutluluk veriyor.bunun tam tersi olanlada karşılaştık.kız ünüversite imtahanını kazandı ama istediği yer olmadı. Babasıda ceketimi satar ben kızımı okuturum kız çocuğu okumalı ayakları üzerinde durmalı erkeğin elini gözlememeli deyip ,yeni açılan özel bir okulda  kredi çekerek okutur  kızını üçyıl .Mezun olunca hemen haftasında işe atanır,ailedeki mutluluk tavan. Tüm dertlerden çekilen çilelerden nihayat kurtulmuşlardı.artık kızları maaşa geçmişti çok şükür.derken çalışma hayatına başlayan genç ve güzel kızımız kendini bu yolda yüksek egonun ve cehaletin vermiş olduğu kibirle birşey zannederek yanlış yolda ilerler ve ailesinin uyarılarını söylediklerini dikkate almaz yoldan çıkar.yaptıklarını kendisine hak görür ve ailenin kendisi için yaptıklarını bir çırpıda siler .zaman sonra Bunalımlara girer yüklü bir borca saplanır ve hayatı tehlike altına giren kız elden avuçtan kayar gider.lüks yaşamaya özenen ve modernitenin getirmiş olduğu tuzağa köklerini unutarak yada köklerinden koparak kendisinden ve çevresinden en önemliside maneviyatından büyük kopuş yaşar.aile yerlerde üzgün.böylemi olmalıydı ,bunun içinmi kızını okutmuştu baba .bu mayınlı yolda mayınlara yakalanmadan yürümek  elbetteki kolay değil.nice kızlarımız köyden şehire ilk defa anneden babadan ayrı yaşamanın bu tuzaklı yerlerde kurt kapanlarının bol olduğu karanlık şehir hayatında önüne gelene güvenilmeyeceğini her yüzüne gülenin dost olmayacağını bazı değerleri kaybettikten sonra anlıyor  ,ama geriye dönmek için çok geç kalmış oluyoruz.Bu saatten sonra yeni bir hayat ve yeni bir başlangıç için başka çareler arar insan.bunun sonucu bazen bizim ülkemizde cinayetle biter.cinayeti sadece ölüm öldürmek olarak almamak gerekir sosyolojik açıdan sönmüş bir hayat bağlarından kopartılmış bir yaşam ve hayata tutunacak dalların şah damarının kesik olması birilerine bağımlı yaşamak ve özgür olamamakta bir cinayettir aslında.kendi ellerimizle kibrimizle ve cehaletimizle hazırladığımız bu son bize ;eğer böyle olacaksa Okumayın,değerlerimizi kaybedeceksek Okumayın,kişiliğimizi ve benliğimizi düşüncelerimizden fikirlerimizden inşa etmeyip dişiliğimizden  bedenimizden inşa edeceksek OKUMAYIN bu mayınlı yolda hiç boşuna zaman kaybetmeyin .
        Sonuç olarak yaptığımız eylem bu her neyse önce kendimize huzur verecek haz değil hazlar gelip geçici ve sürükleyicidir bu sele kapılmadan köklerimizden kopmadan yapacağımız işin getirisi bizi ve etrafımızı mutlu etmeli bizi yarınlara hazırlamalı ve bu dünya öğretileri içinde aklımızı kullanarak öğrenmeyi okumayı iyi sökmeliyiz.yoksa bizi köklerimizden sökerler ve rüzgarın savurduğu kütük misali oradan oraya savrulur dururuz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder