14 Haziran 2015 Pazar

Yaşar Nuri Öztürk

     O günü bugünkü gibi hatırlıyorum . Yıl  1980 günlerden perşembe  öğlenden sonra saat üç dört gibi  televizyon açık, bende kardeşlerimle oyun oynuyorum odada kulağımda televizyonda, "inanç dünyası "diye bir proğram var ,iki kişi oturmuş karşılıklı sohbet ediyorlar televizyonda. Orada anlatılan bir hikaye çok dikkatimi çekti ve dikkat kesilip hikayeyi dinlemeye koyuldum,hikaye bittikten sonra televizyonda kim konuşuyor diye göz attığımda adını aklıma mıh gibi ,resmini beynime dikkatle çekmişim o ismi  Yaşar Nuri Öztürk yazıyordu. Gıyabında televizyondan tanışmam ilk ozaman oldu hocamla.
       O günkü dinlediğim hikaye benim çıkış noktam oldu. Her şey niyetlere ve amellerinize göre değerlendirilir dedi.Hocam o gün "yolda yürüyen bir kişi yolun biraz bayır ve dik olması sebebiyle, yolun kenarında duran taşı yolun ortasına almış ve koymuş, kendince yukardan aşağıya doğru gelen arabanın fireni tutmazda bu taş onu durdurur diye düşünür, başka bir adamda bu yolun ortasına bu taşı kim koydu der ve aşağıdan gelen bir araba tam hızını almış yukarı doğru çıkarken bu taş onun çıkışını engeller der ve taşı ortadan kaldırır kenara koyar. " Şimdi bu adamlardan hangisi iyilik yaptı. İkiside iyilik yaptı çünkü ikisininde niyeti  iyiydi, dedi hoca çok hoşuma gitti ve hocamın ismini sekiz yaşındayken beynime yazdığım bugün ise gönül sayfama yazdığım isimlerin başında gelir.yıllar sonra onun adını tekrar 1993 te Ayşe Özgün'le  yaptığı proğramda raslamam ,sanki yıllardır kaybettiğim bir şeyi bulmuş gibi çok sevindim, nasıl sevindim anlatamam. Ondan sonra bilinçlendim ve hocamı bilinçli olarak kitaplarını ve proğramlarını takip etmeye başladım. Beynimdeki iyilik şimşeğini ilk çaktıran hocamdır. Çaktırdığı bu ışıkla yolumda yürüdüm ve sonunda  kur-an'la tanıştım. Her yer aydınlandı karanlık bir yer kalmacasına. İyiki varsın hocam iyiki sizinle aynı zamanda ve aynı çağda yaşamışım, çok şanslı hissediyorum kendimi. Bize Atatürk'ü gerçek manada anlatan tanıtan, kur-an'la bağ kurduran, eğriği doğruyu ayırt etmemiz için bize düşünceleriyle fikirleriyle yorumlarıyla  öncülük eden,üzeri örtülen gerçeklerin ortaya çıkmasında bize yardımcı olan ulu önder Atatürk'ten sonra bu ülkenin yetiştirdiği ender insanlardan birisiniz. Bunu benim söylemem neyi değiştirir ki sizin yaptıklarınıza Allah şahid. Siz rüştünü dünya çapında ıspatlamış, dünyada yapılan bir araştırmada ki sıralamada yedinci gelen dünya ilmiyle ve maneviyat ilmiyle donanan hayat üniversitesinden  mezun olmuş çifte diplomalı ve iki dünyalı bir adamsınız. Tek dünyalı insanların sizi anlaması imkansız, çünkü ilimleri yetmez. O yüzden yanlız ve o yüzden tek adamsınız. Çünkü bu çağda bu asırda kimse sizin kadar yürekli ve cesurca  gerçekleri haykırmadı. Kimse sizin kadar zifiri karanlıklarda ışığını kutup yıldızı gibi yansıtmadı, cesur yiğit yürekli cep herkülü dev adam.
       Yazdığınız kitaplarla bizlerin gözünü  kulağını açan bizleri bilgilendiren çıkışın kurtuluşun kur-an ahlakında olduğunu her defasında avazı çıktığı kadar bağıran bizi Allah'a davet eden, bizi bu dünyanın çarpıklıklarını anlamamız için "Allah ile Aldatmak"isteyenlere karşı uyaran bu asırda Muhammed nurunu taşıyan  bu güzide insanın susturulmak istemesini "Abuzer" adlı kitabındaki anlatılarıyla daha iyi anlıyor ve doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar  ama Onuncu köyde belki dinlerler kulak verirler diye, rabbimin ona verdiklerinin şükrünü eda edebilmek için oradan oraya koşan bu zatı kur-anın fetih süresindeki 29. Ayetinde "Muhammed, Allahın peygamberidir. Onunla birlikte olanlar, kafirlere karşı kararlı  çetin ve başı dik,kendi aralarında sevgi ve merhametle dopdoludurlar" ayetinin gereğini yerine getirmesi  bizi çok sevmesindendir, pir sultan abdalın dediği gibi "bin cefalar etsen almam üstüme gayet şirin geldi dillerin dostum" dediği gibi hocamın kızması celallenmesi dost olarak kabul edenlere müjde dost olarak görmeyenlerede  uyarıdır zor ve çetindir ağır gelir bu sözler onlara  arkalarını dönüp giderler. Tevbe-128"And olsun içinizden size sıkıntıya düşmeniz kendisine ağır gelen size düşkün sadece inananlara çok şefkatli kolaylık sağlayan çok merhametli bir elçi gelmiştir" ayetini manasıyla hareket ettiğinden adım kadar eminim sevgidendir sevgiden. Bütün bunlara rağmen yinede gerçeklerden uzaklaşırlarsa "bana Allah yeter, ondan başka ilah yoktur. Ben sadece ona işin sonucunu havale ettim. O çok büyük tahtın sahibidir." Kur-an ışığında yaptığım bu değerlendirmeyi bu nuru taşıyan tüm hocalarıma gıyabında tanıdığım Y.Nuri Öztürk hocanın şahsında (Mehmet Okuyan, Cemalnur Sargut, Muhammet Nurdoğan, Hakkı yılmaz, İhsan Eliaçık, Namık Kemal Zeybek, Mustafa Öztürk, Mukaddem Demirci, Ali Yüce, Hasan Elik, Şaban Düzgün, Caner Taslaman, Abdülcabbar Boran, Ali Akın,Bayraktar Bayraklı...)tüm bu yolda bize gerçekleri elinizden geldiği kadar aktarmaya çalışmalarınızdan dolayı yaşadığımız bu çağda  O nuru taşıyan özündeki sese ışığa kulak veren vicdanının sesini dinleyen sağ duyulu öncülere önden gidenlere bu türden olan tüm insanlara teşekkür ederim. Allah büyük armağan sahibidir. İyiki varsınız iyiki sizleri tanımışım. Selam olsun bu yolun tüm yolcularına....
                  Dünya köylüsü

        

1 yorum:

  1. Yaşar Nuri Oztürk-dahi bir şahsiyyat, zamanının filosofu, büyük alim ve Kurani-Kerimi doğru-doğruya anlatan, aydınlatan -yek İNSAN. Tarif etmekde zorluk çekiyorum ve O dahi şahsiyyatın hakkını veremiyorum. Onun hakkında deyilen ve yazılan iftiraları hiç kabullanmıyoram. Allah (c.c) hesabını yapacak her kesin ve Allah dan korksunlar-O deyerli Şahıs için saçma -sapan konuşanlar! Allah Yaşar hocanın mekamını,mekanını CENNET eylesin! Böyle insanlar dünyaya 100 yılda bir ya geler, ya gelmez....

    YanıtlaSil