23 Ekim 2018 Salı

ATLI KARINCALAR

             Alanında uzman eğitimcilerle çalışan özel eğitimde ilerlemenin ön koşulu olarak gördükleri ailelerin rehabilitasyon uygulamalarına etkili ve verimli bir şekilde katılımını sağlamak, psikolojik destek vermek, çocuklarımızın Eğitim takibi ev ortamı, sosyal ortam takibinin eğitimlerinin olmazsa olmaz bir parçası olarak gören, çoklu yaklaşım modelini temel alan, çocuklarımızın hayatın her alanında tam katılabilecek özgüvenli üretebilen ve bağımsız birer birey olarak hayat sürmelerini misyon edinen Atlı karıncalar Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinin kurucusu olan Fizyoterapist Serap Gündoğdu Şimşek hanımefendiyi şimdi daha yakından tanıyalım.
                1977  yılında Pazar'da doğdum. Babam öğretmen annem ev hanımı. Üç kardeşiz.İlk okulu Pazarda okudum. Liseyi Tokat'ta bitirdim.Hacettepe üniversitesi Fiyoterapist bölümünden mezun oldum ve Tokat'ta iki aylığına geldim ve 2002 yılında ilk olarak işe başladım. Babamın vefaat etmesi nedeniyle burada kaldım. Evliyim iki çocuğum var. Eşim eczacı.Tokatta ilk rehabilitasyon merkezini ben açtım. Şu anda 25 çalışanla 240 öğrenciye hizmet vermeye çalışıyorum. O zamanlar engellinin adı yok. İlk olarak Sevda Akdağ'ın annesi Gülüzar Akdağ hanım efendiyle yola çıktık ve olmazları başardık. Bizim işimiz çok zor. Önce anneyi ikna ediyoruz ve anneyle beraber olmazları başarıyoruz. İğneyle kuyu kazıyorsun ve değişimler çok gözle görülen bir olay değil senelerce süren bir sabır sürecinden sonra bir hareketi başarıyoruz. Öğrencilerimizin içindeki cevherleri açığa çıkarmaya ve onları bir tık ileriye taşımak işlerini kolaylaştırmak ve kaliteli yaşamaları için pisikolojik destek vermek bütün bunları ancak ve ancak aşkla yapabilirsiniz. Bizler hastalarımızla çok yakın temas halinde çalışıyoruz bu iş para için yapılmaz severek yapılır. İşimiz çok zor. Hastanın her şeyini bilir ve herşeyiyle ilgilenmek zorundasınız. Bazen hastaların canı yanabiliyor ama sonucunu gördüklerinde anneler babalar çok mutlu oluyorlar. Bizde bir şeyleri başarmanın mutluluğuyla yola kaldığımız yerden devam ediyoruz. Sürünerek gelen yürüyerek çıkıyor, genellikle tedavileri devlet karşılıyor, aileler ekstraları karşılayamıyor. Çok özverili annelerimiz var çocuklarını bireysel emeklilikten emekli etmek istiyorlar, benden sonra çocuğumun maaşı var , belki bakarlar diye düşünüyorlar. Bu tür aileler de boşanma oranı çok yüksek. Psikolojik olarak yıkılmış ailelerin her yönden desteklenmesi gerekiyor. Devlet destekli eğitimlerin artması ve en ücra köşedeki ailelere ulaşıp insanları bu merkezlerle buluşturmamız gerekiyor.Zihinsel engelli hastaların En etkili dönemi  0 -4 yaş. Bu yaş geç farkedilirse çok geç oluyor ve bizim işimiz zorlaşıyor. Annelerimiz dönemleri ve bu dönemlerdeki gelişimleri bilmeleri gerekiyor ki anne neyin eksik olduğunu görsün ve tedbir alsın. Toplumun her alanda aydınlanması için bir yerden başlanması gerekiyor. Çözüm olarak mecburi anne okulları kurulmalı ve insanlar aydınlatılmalı diye düşünüyorum. Hekimlerimizin çok dikkatli olmaları ve teşhisi iyi koymalı diye düşünüyorum. Bizim velilerimiz bizden aldıkları eğitimlerle etraflarında ki engelli bebekleri gözlemleyip çocukları erkenden teşhis edip anneyi ve aileyi uyarabiliyorlar buda çok güzel bir şey erken teşhis bizim işimizi kolaylaştırıyor. Bu alanda fedakarlık daima anneye düşüyor. Babasını görmediğim tanımadığım bir çok veli var, yük daha çok annelerin omuzunda. Herkes bir engelli adayı her an her şey olabilir. Hiç unutmadığım çok etkilendiğim bir hikayeyi sizinle paylaşmak istiyorum. İki yaşında normal bir bebek hastalanıyor ve doktora gidiyor hastanede tedavi olurken anne bebeğe yattığı yerde  bisküviyle meyve suyu veriyor ve yedirdiği bu yiyecek soluk borusuna kaçıyor ve oksijensiz kalan çocuk bir anda krize giriyor ve annenin hatası yüzünden zihinsel engelli olarak hayatına devam ediyor. Bu olay beni çok etkilemişti. O yüzden ne zaman ne olacağımız hiç belli değil.
                  Sevda Akdağ kızımız okuyabilir fikrini ilk olarak annemize söylediğimizde Gülüzar anne çok sevindi ve Sevda'yı okuma yazma konusunda elimizden geldiğince birlikte destek verdik. Kalem tutamıyor ama Şu anda Sevda okuma yazmasını cep telefonundaki tuşlarla öğrendi. Derdini anlatıyor herkesle iletişim kurabiliyor. Çok zeki bir kız her yönden % 80 iyileşme görüldü ve Sevda bugün bütün engelli kardeşlerine örnek oluyor. Umut aşılıyor, azmiyle sabrıyla başarılarıyla ve sevecenliğiyle herkese örnek oluyor. Bizlerde onların başarılarından ve mutluluklarından çok gurur duyuyoruz. Fizyoterapist olarak ben görevimi yaptım. Abartılacak bir şey yapmadım. Benim görevim ailelerin işini kolaylaştırmak ve daha kaliteli bir yaşam için ailelerimizi bu sürece uyumlu hale getirmek ve psikolojik destek vermek. Kurum olarak hedefimiz "mutlu aile mutlu çocuklar görmek ve mutlu toplumlar "yaratmak. Buda ancak bilinçlenmek ve bilgilenmek yoluyla olacağını düşünüyorum. Hayalim Tokat'a engelliler okulu açmak. Özlemim Ankara'da kalıp akademisyen olarak yoluma devam etmek isterdim ama öyle olmadı . Kaderimde burada kalmak ve bana ihtiyacı olan birilerine dokunmak onlara şifa kaynağı olmak varmış.Gül deyince aklıma gülümsemek geldi. Mutlu aileler geldi diyor Fizyoterapist Serap Şimşek Hanımefendi.
                  Hayat hikayesiyle bizlere örnek olan ve dokunduğu hayatlarda mucizeler yaratan annelerin yüreğine şimşek gibi umut ışığını çaktıran ve yaptığı işlerle bulunduğu yerde ilklere imza atan fark yaratan bir kadın olarak bizlere öncü olan insanların yüreğine dokunan iyiki varsınız dedirten Fizyoterapist Serap Şimşek hanımefendi yaşam öykünüzü bizimle paylaştığınız için çok çok teşekkürler. Güzelliklerde buluşmak dileğiyle...
Dünya Köylüsü
     Ayla Bağ
             
             

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder