27 Haziran 2017 Salı

BEN YORULDUM HAYAT

           Eşi vefaat ettikten sonra iki çocuğuyla ortada kalan yokluk nedeniyle gece gündüz çalışan bir kadının öncelikli görevi çocuklarına bakmak annelik etmek olduğunun altını çizen ve dul bir kadının yaşam mücadelesindeki zorlukları bir bir yaşayan "ben yoruldum hayat biraz dinlenmek istiyorum "diyen bir kadın.
            1974 yılında Turhal'ın Çamlıca köyü'nde doğdum.Annem ev hanımı babam çifçi. İlk okulu çamlıca köyünde okudum.Orta okulu dışardan bitirdim.Şu anda açık lisede okuyorum.Çocukluğum ve gençliğim yaylalarda geçti.Tarlalarda ekip biçtik,çifçilikle uğraştım.16 yaşında aşık olduğum gençle 18 yaşında evlendim.İki kızım oldu. Şu anda ikiside Üniversitede okuyor. Hayatın akışı size neler getirir bilemiyorsunuz. Gayet normal seyreden hayat, birde bakmışsınız ki evinizden sabahleyin güle oynaya uğurladığınız eşinizin yanlışlıkla vurulduğu haberini  getiriyor ve bir daha yaşanamayacak anılarla başbaşa ve iki çocukla ortada kalıyorsunuz. Hiç bir gelirim olmayınca sosyal yardımlaşmaya baş vurdum. Onlarda bana bu dokumacılık işini teklif ettiler. Yani balık vermediler, balık tutmayı bana öğrettiler. Allah'ıma binlerce şükür olsun. iki yıl öğrenci olarak bu işi öğrenmeye çalıştım. 16 yıldır usta öğretici olarak halk eğitimde kumaş dokumacılığı yapıyorum. Bu tezgahların çözgüsünü Denizli'de yaptırıyoruz leventlere sardırıyoruz. Buraya gelince çözgüsünü yapıyorum. Ondan sonra dokuma işine geçiyoruz. Tezgahlarda yüzde yüz pamuklu ipliklerle keten ve bambu kumaş dokuma da yapıyoruz. Yatak örtüsü, masa örtüsü, peşkir, şimen tablo, oda takımı yapıyoruz. Dokuduğumuz kumaşları baskıyla süsleyip daha değerli hale getiriyoruz. Hesap işiyapıyoruz, Antika , saçak, Turhal işi, gül deseni, iğne oyası  gibi mesleğimi severek yapıyorum. Unutulmaya yüz tutmuş değerlerimizden olduğu için elimden geldiğince yaşatmaya canlı tutmaya, katıldığımız fuarlarda kullanım alanlarını genişletmeye ve tanıtımını yapmaya çalışıyorum. Eskiden dedelerimiz ninelerimiz dokumacılıkta çok iyilermiş. Bu kumaşlardan iç gömleği ,don , çarşaf, şalvar da dikerlermiş. Tarlalarda tarım üretiminde sebzecilik artınca herkes dokumacılığı bırakmış.
Hayat beni çok erken pişirdi. Eşimin vefatını ölmeden 15 gün önce rüyamda gördüm. Beni bir tarlaya götürdüler rüyamda ,çamurların içinde çalıların arasında eşimi arıyorum hayır burda yok olamaz diyorum uyandım ki rüya. Anneme rüyamı anlattım. Kızım ömrü uzamış dedi. 15 gün sonra o gün sabahleyin işe uğurlarken  arkasına döndü baktı, tekrar tekrar dönüp baktı bir anlam veremedim bir daha dönüp baktı o gün akşama ölüm haberi geldi. Dünya başıma yıkıldı. O günkü bakışını hiç unutmuyorum. Çok severdik bir birimizi. Her şeyimizi birbirimize danışırdık. Planlarımızı yapmıştık ,borcumuz bitince ev alacaktık. Beraberce yaşlanacağımız günleri hayal ederdik. Ama nasip olmadı. Gençliğimize doyamadık .25 yaşımda eşimi kaybettim. Eşim manavda sigortalı olarak çalışıyordu. Emeklilik hakkı için dava açtım 3 kez kaybettim , dördüncüde kazandım. Şu anda eşimden emeklilik maaşı alıyorum. Aldığım toplu parayla ev aldım. Buralarda dul bir kadının ev bulması kiralaması çok zor. Eşim vefat ettikten sonra hiç durmadan gece gündüz çalıştım. Hafta sonu nedir bilmem. İnşaatlarda temizlik yaptım. Ev temizliğine gittim ,gece geç satlerde eve gelirdim. Çocuklar aç susuz uyumuş olurlardı. Onlara sarılır bir zaman ağlardım. Bir annenin görevi çocuklarının ihtiyacı olduğu anda yanlarında olmak .Keşke bende çalışmayan anneler gibi olsaydım çocuklarım eve gelince beni evde görselerdi. Acıyı veren rabbim dayanma gücünüde veriyor. Kızlarımdan çok memnunum.Allah onlardan razı olsun. İkiside okudular beni mahçup edecek bir davranışta bulunmadılar.
43 yıllık hayat bana tırnağın varsa başını kaşı kimseden bir şey ummamayı öğretti.
Zorluklara göyüs germeyi yıkılmamayı öğretti.
Hayat beni çok yordu biraz dinlenmek istiyorum.
Keşke zamanında okusaydım. Kendimi bu kadar yıpratmazdım diye düşünüyorum.
             Emine hanım üzerinden okuduğumuz gerçeklerin bize söylediği hayat paylaşılınca güzel. Tek başına kimsenin desteği olmadan ayakta durmaya çalışan kadınların yıprandığını ve zorluğunun bir göstergesi olarak" ben yoruldum hayat biraz dinlenmek istiyorum " sözleriyle dile getiriyor.yaptığı işle bu topraklardaki dokumacılığın son ustası olan Emine  Hanım öyle kıyak sayılacak bir hayat yaşamamış. Balık almayı değil balık tutmayı öğrendiği için ,kimseye muhtaç olmadan  ayakları üzerine durmasını başardığı için şükür ediyor. Teşekkürler Emine Kıyak  Hanım bizimle hayat hikayenizi paylaştığınız için. Etrafınıza örnek olduğunuz için.Teşekkürler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder