16 Mart 2017 Perşembe

RÜYALARDAKİ MEMLEKET.

              Kadınların mal gibi alınıp satıldığı.Hiçbir insani değerin yer almadığı eşkıyalık sistemiyle yönetilen bir ülkenin ,düşünen güzelliğe aç insanlarının arayışı .Demokrasinin olmadığı geri kalmış memleketlerde hayallerde yaşanır tüm güzellikler.Hergün dua edersin ve duaların bir gün kabul olur.Sadece sevmek ve insan yerine konmak için terk edersin baba ocağını vatan toprağını.İşte böyle bir aşk hikayesi  Şirin hanımın hikayesi .Ferhatla Şirin hikayesinde olduğu gibi dağları delip sevdiğine su getiren Ferhat,burdada dağları aşıp hayallerindeki sevdiği memlekete kavuşan Şirin hanım.
           1974 Akça Afganistan'da doğdum .Okumam yazmam yok.5 kardeşiz. En büyükleri benim.15 yaşında  benden 19 yaş büyük amcamın oğluyla evlendirildim.Bir türlü yıldızımız barişmadı. Kavga gürültü  içinde geçti yıllarımız.Birde çocuğumuz oldu.Afganistan'daki zulume dayanamadım kaçak yollarla bir buçuk yaşındaki oğlumla beraber Türkiye'ye geldik. Kimsem yok annem babam kardeşlerim hepsi orda kaldı.Eşimle olan kavgam burada da bitmedi .Sürekli sen çalış ben çalışamam ,nasıl para kazanırsan kazan bana akşama pilav yap derdi. Bu benim çok gücüme gitti. İnsan namusu için yaşar ,ne demek nasıl kazanırsan kazan beni ilgilendirmez.Türkiye'ye geldikten sonra iki kızım oldu üç çocuğumla nafaka almadan boşadım eşimi.Hakim bey şaşırdı nafakasız boşanmama.Hayat benim için yeniden başladı . Çocuklarıma kol kanat olup onları insan gibi yetiştirecektim .Kötü yola düşmeden hırsız olmadan vatanını seven insanlığa kadına gerçek değerini veren yavrular yetiştirmeye çalıştım. Dul bir kadın olarak ,çok mücadele ettim çevremle,kötü yola düşmemek için. Bunun için gece gündüz çok çalıştım.Bazı günler aç kaldım .Komşulardan aldığım iki patatesi pişirdim çocuklarıma yedirdim ben aç yattım.Kolay değil dul bir kadının ayakta namusuyla kala bilmesi.Depresyonlara girdim tedavi gördüm intahar etmeyi bile düşündüm ama çocukların için .....yaşamak istedim . Allah'ıma şükürler olsun devlet bize çok sahip çıktı . Onlardan aldığım güçle ayakta kaldım.yaradana sığındım her gece şükür namazı kıldım .ilaçları bıraktım şimdi daha mutluyum.Allah'ıma şükürler olsun çocuklarımı istediğim gibi yetiştirdim. Kimsenin namusuna yan gözle bakmadılar.Çocuklarım benim her şeyim.Büyük kızım Bursa'da evli .Oğlum Afganistan'dan nişanlandı. Askerliğini yaptı geldi vatan borcunu ödedi.Nişanlısını çok seviyor .Onu Türkiye'ye getirmenin yollarını arıyor. Taliban denen belanın genç kızları kaçırıp dağlarda tecavüz ettiğini her gün duyuyoruz . O yüzden babalar genç kızlarını korumak için sürekli yer değiştiriyorlar ,saklanıyorlar .Bu kaçış nereye kadar insanın ruh sağlığı bozuluyor.En küçük kızım nişanlı evlatlarımın hepside çok mutlu. Hepsini sevdiğine verdim mutlu olsunlar diye.Benim yaşadığımı onlar yaşamasınlar. Severek evlensinler istedim.Zorlama yok hayat sizin hayatınız.
Okumayı yazmayı televizyondan öğrendim.Halk eğitimden belge aldım.Afganistan'da kız çocuğu veya kadın diye bir şey yok.Kadın nufustan bile sayılmıyor.Eşinden ayrıldığında seni başkasına mal gibi satarlar.Taliban denen belanın yüzünden erkeklerden nefret ettim.Benimde bir oğlum var oda gidip bir kıza zulüm edecek diye çok korktum.Ama şükür Allah'a oğlum öğle olmadı,istediğim gibi yetiştirdim onu.Evimin altkatı dikiş atölyesi,orada yıllardır yelek dikiyorum ve geçimimi dikişten sağlıyorum.
-Bana sen kadınsın hiç bir şeye hakkın yok dediler ,ama ben her şeye benimde hakkım var dedim.
Fırsat verilseydi doktor olmak isterdim.
Keşke Afganistan'da Türkiye gibi olsaydı.
Keşke kızlarada bir fırsat verilseydi.
Herkes sevdiğiyle evlenseydi.
Vatansızlık çok kötü bir şey,önce vatan,çocukken çocuk felci geçirmişim.öldüm diye kenara koymuşlar, yinede yaşamışım.
Çok küçüktüm 4,5 yaşlarında .Kırgız bir komşumuz vardı .Onların evine gittiğimde bana istanbul'un karpostal resimlerini gösterirdi .Bende çocuk aklımla bu güzel şehre aşık oldum .Sık sık komşumuza giderdim karpostalları bir daha görebilmek için.Her gece dua ettim .Allahım ben buraları görmek istiyorum bana orada yaşamak nasip eyle dedim .Yıllar sonra bu topraklara kaçak yollarla geldim,yerleştim ,çocuklarımı büyüttüm,hala rüyalarımda istanbul vardı.
.iki yıl önce çocuklarımı aldım hep beraber gittik ve bir hafta kaldık  o güzel şehri istanbul'da.Her yerini gezdik çok güzel bir memmleket Allahı'ma hamd olsun onuda bana gösterdi.
-Hayallerim gelinimi sağ salim Türkiye'ye getirmek torunlarımla beraber yaşlanmak istiyorum.
Afganistandaki kadınlar için daha çok ne yapabilirim, onun derdindeyim.
Allahı'ma binlerce kez şükür ederim beni kurtardı bende insanlar için ne yapabilirimin derdindeyim.
Gençlere tavsiyem eşlerini çok sevsinler bunu dile getirsinler seni seviyorum...desinler.
Ben bu iki kelimeye hasret kaldım ,benim için bu iki kelime dünyalara bedeldi ama bunu benden esirgediler.
Gül deyince aklıma Aşk geldi sevgi geldi "diyor şirin hanım .
                       Bu sohpetin ardından kendimize gelmemiz epeyce uzun sürdü.Elimizdekilerin değerini kıymetinin bilinmesi için illa ki yokluk mu yaşamamız gerekiyor. Özgürlüğün kadının değerinin herşeyden önce insanlığın kıymetinin bilinmesi için bu toprakların çekim gücüne dayanamayan dağları aşıp gelen Şirin hanımın anlattıklarını can kulağıyla dinleyip ,Vatansızlığın anasızlığın babasızlığın her şeyden daha da önemlisi yarensizliğin çaresizliğin yanlızlığın mücadelenin sevgisizliğin ne anlama geldiğini anlamak için zor koşullarda sığınacağımız tek yerin yaradan olduğunun farkına bilmem varabildikmi.Kuranı kerimde "onlar denizin karanlıklarında fırtınaya yakalandıklarında Allaha sarılıp dua ederler ne zaman ki karaya sağ salim ulaşırlar o zaman beni anmayı unuturlar"diyor.Şirin hanım karaya çıktıktan sonra şükrünü ve hamdını daha çok yapar ve anar olmuş. Gayemiz elimizdekilerin kıymetini bilerek yaşamak ve bu değerleri bir sonraki nesle aktara bilmek için örnek bir yaşam sergileye bilmek.Teşekkürler Şirin hanım bizimle hayat hikayenizi paylaştığınız için.




             

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder