21 Ağustos 2023 Pazartesi

Hatice Güçlü

Havuz başı sohbetlerinde bu akşam ülkemizin güzide şehirlerinden olan Kahramanmaraşlı bilge kadın yaşadığı bütün olumsuzluklara rağmen yüzündeki gülümsemeden güç aldığınız Anadolu kadını, 58 yaşında ölüm, ayrılık, deprem gibi bir çok olumsuzluğa göğüs geren ve gelecek çok daha güzel gelecek inancını yitirmeden hayata pozitif bakan ve etrafına ışık olan Kıymetli Hatice Güçlü Hanımefendinin hikayesini sizlerle paylaşacağım. 

            1965 yılında Kahraman Maraş merkezde doğan Hatice Hanımefendi sülalede 14 erkek kardeşin arasında tek kız olarak dünyaya gelir. El bebek gül bebek,  bir eli yağda, bir eli balda evin göz bebeği olarak büyütülür. Sevdiği genç ile 17 yaşında evlenir. 5 çocuğu olur. Üç kız, iki erkek. Olmadık bir anda olmadık bir zamanda  Eşi gencecik yaşında amansız bir hastalığın pençesinde can verir. Hatice hanımefendinin ağzından  hikayenin gerisini dinleyelim.

“ Evli kaldığımız süre içinde eşimle birbirimize can diye seslenirdik. İsmimizi söylemezdik. “Ne oldu can. Ayrılmazdın bir an yanımdan, ne oldu can, bensiz bir yerlere gitmezdin, şimdi esen yellerde misin, ne oldu cannnnn🥲

Can gidince bende eve gömdüm kendimi.  Vedası olmayan tek ayrılık ölümdür. Hem giden ölür hem kalan. 5 çocukla 30 yaşında bir başına kaldım. Benim için hayat mücadelesi ondan sonra başladı. Hem ana hem baba oldum. Beş çocuğu kimseye muhtaç etmeden büyüttüm, okuttum , evlendirdim. 

Tam herşeyi yoluna koydum derken soğuk bir kış günü sabah saat 4:17 de gürültü ses ile yatağın beni havaya fırlatmasıyla  uyandım. Ne olduğunu anlayamadım. Bir dakika sonra pencereden dışarıya baktığımda her taraf ana baba günüydü. Deprem olmuş bütün evler yıkılmış. Oturduğum ev  yıkılmadığı için depremden sağ kurtuldum. Çelik kapı sıkışmış kapıyı açıp evden dışarıya çıkamadım.  Çocuklarım ve kardeşlerim beni  kurtarmaya gelmiş. Uzun uğraşlar sonunda kapıyı araladılar oradan çıktım. Aşağıya indiğimizde kar, kış ,kıyamet, yağmur,  soğuk, feryat figan seslerrr, mahşer yeri kimse kimseye yardım edemiyor herkes enkaz altında kimse yokmu diye sesleniyordu. Çok acı kimseye yardım edemiyorsun elinde aletin yok. Çok zor günlerdi. Bir çok arkadaşımı depremde kaybettim. 7 ay oldu şehir enkaz yığını hala temizlemeye çalışıyorlar. Bütün anılarımız gitti. Bizim için artık bu şehrin bir anlamı kalmadı. Hayat devam ediyor. Geriye bakmadan önüme bakıyorum. Gelecek çok güzel gelecek ümidim bu yönde. Çok şükür çocuklarımla ve 8 torunumla birlikte yaşıyorum. Ömrümü onlara vakfeyledim. Çocuklarım için yaşadım. 

Hayatta pişmanlığım yok. Gezmeyi çok seviyorum. Hayata gülmeyi çok seviyorum. 

Bazı şeyleri depremden sonra daha iyi anladım. Mal biriktirmek ahmaklıkmış. Yiyeceksin içeceksin çocuklarınla birlikte anı biriktireceksin. Depremde milyoner yattılar evsiz parasız kalktılar. Depremden sonra her şeye daha anlamlı bakmaya başladım. Paylaşmanın değerini daha iyi kavradım. Veren el olmanın çok kıymetli olduğunu öğrendim. Verdikçe arınıyorsun. Biriktirmek güzel bir şey değil. Annem şöyle dua ederdi. “Allah gökten yağdırsın siz yerden toplayın yavrularım “ derdi. Hiç daralıp bunalmadım, çok şükür Allah’ıma her şey için hamd ediyorum.  Ağlayanın malı gülene hayretmez yavrum. Eşimden kalan malları bizlere layık görmediler bize mal vermediler ama onlarda hayrını göremediler. 

Sağlığınız yerindeyse en büyük servete sahipsiniz. 

Parayla sağlık satın alamıyorsun. Kafaya hiç bir şeyi takmayın. “Yakışırken giyin, öğütürken yeyin”derdi annem. Her şeyi vakti zamanında ve yerinde yapın. 

Gençlerimize şöyle seslenmek istiyorum. yakışanı alın markaya takılmayın. Elbiseye urbaya değer vermeyin onun içindeki cevhere değer verin diyorum. 

Gençlerin hepsini çok seviyorum…

Yalnız geldim, yalnız yaşadım, yalnız gidiyorum. Anı yaşamasını öğrendim. Dernek başkanlığı yaptım. İhtiyaç sahiplerini gözetledim. Zenginden aldım fakire verdim. Vermek te nasip işi Allah bazılarına vermeyi nasip etmiyor. Veren el alan elden üstündür. Biz böyle gördük atadan. Bu görgüyü uygulamaya çalışıyorum . Çocuklarımada  bunu öğrettim.” diyor bilge kadın Hatice Güçlü hanımefendi. 

Sohbetine muhabbetine doyamadığımız Hatice hanım bir derya. Her sözü yaşanmışlıklarla kaydedilmiş,  altı çizili bir pusula. Hayat öylede geçiyor böylede geçiyor. Yarada tevekkül edin gerisini düşünmeyin diyor.  Hayat hikayenizi bizimle paylaştığınız için çok çok teşekkür ederim. Güzelliklerde buluşmak dileğiyle…

Dünya Köylüsü 

Ayla Bağ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder