17 Ağustos 2018 Cuma

DEPREM

             17 Ağustos 1999 yılının üstünden 19 yıl geçmiş. Hatıralar canlandı gözümde derin acı veren anılar gözlerimi yaşarttı. Şöyle bi geçmişe gittim bugün, çok şükür ettim mevlama bize verdiği güzellikler için. Ama ateş düştüğü yeri yakıyor. Yaşayan biliyor bu acıyı.
              Bir daha böyle acılar yaşamamak için 19 yılda aldığımız tedbirlere şöyle bir göz atalım bakalım. Ogün kaybettiğimiz canları deprem öldürmedi.Bina yapılırken eksik kullanılan malzeme,yanlış malzeme, dere kenarına yapılan deniz kıyısına yapılan temeli zayıf binalar insanları öldürdü dedi uzmanlar. Haydi biraz daha ileri gidelim gerçek suçluyu bulalım. Bu binaları yapan insanın ahkakını sorguladığımızda aslında insanı deprem değil bina değil eksik olan insanda ki ahlak öldürdü asıl suçlunun yoksun olduğumuz ahlakın  ihtiraslarımıza yenik düştüğümüz zaaflarımız olduğunu düşünüyorum. Ama insan olmak öyle zor bir meziyet ki herkes işin kolayına kaçıyor ve bugün hala rant uğruna 1. derecede deprem bölgesi olan alanlara 25 ila 50 katlı binalara ruhsat veriliyor. Zemini sağlam olmayan arazilere yüksek katlı evlere izin verenler günü birlik düşünen geleceği ve ahireti unutup dünyalık yaşayanların kazançları üzerine kurulu bu düzende  insanı yaşatmak değer vermek kıymetlendirmek  bu insanların  umurunda değil.Verimli tarım arazilerini imara açmak sosyolojik açıdan bakıldığında  insanlık üzerinde bir başka depreme sebebiyet veriyor.Bu sosyolojik deprem örneklerini ekonomi alanında eğitim ve siyasal alandada örneklendire biliriz...
Bilim insanlarının yaptığı açıklamalarda istanbul için beklenen büyük depremin yaklaştığını ve tedbir olarak alına bilecek kararların içinden çıkamadıklarını durumun vahim olduğunu bildirirken demem o ki hala dersimizi almadık. Yaptıklarımız yacaklarımızın teminatıdır diyen bir zihniyetin elinde canımız Allaha emanet. Düşünmüyoruz sorgulamıyoruz akletmiyoruz milyarlarca paraya ev alırken  kendi mezarlarımızı satın alıyoruz.
               Çözüm nedir bu saatten sonra bilinmez ama çok katlı binalara dur demenin zamanı geldide geçiyor bile.Ovalara değil dağ eteklerine ev yapmanın idrakine varmak için yine acı yaşamamıza gerek var mı? Tarih tekerrürden ibaret der atalarımız ders alınsaydı tarih tekerrür edermiydi bilmem.
Güzelliklerde hayırlarda yarışmak ve insanı yaşatmak olsun çabamız.sevgiyle kalın
Güzelliklerde buluşmak dileğiyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder