2 Temmuz 2024 Salı

EN BÜYÜK MAKAM ANNEANNE

              Hoşgeldin hoşgeldin hoşgeldin DÜNYA’M. Dukuz aylık uzun yollardan gelen, heyecanla doğumunu beklediğimiz, gelişiyle varlığımıza değer katan, türlü türlü sıfatlar ekleyen, hayata bakışımızı değiştiren, kırk günlük bu süreçte hayatımızda çağ kapatıp çağ açan canım torunum DÜNYAM bebeğim hoşgeldin. 

             Bugün sizlerle kırk günlük bir anneanne olarak yaşadığım ve hissettiğim duyguları paylaşmak istiyorum. Bu dünyaya gelişimizden itibaren son nefesimize kadar bir yolculuğun içinde ilerlerken yaşımız gereği yeni eklenen sıfatlarla çoğalarak büyüyoruz. 

              Bir kadının en yüce görevi anne olmak. Yaradandan sonra yaratıcı olmak hali, Allah kadınlara verdiği rahim sıfatıyla kadının yaratıcı gücüne dikkat çekerken, anne olmanın mutluluğunu yaşayan kızımın sayesinde bende hayatımda alabileceğim en yüce sıfat ANNEANNElik makamına terfi  ettim. Kırk gündür bu makamda olmanın onurunu gururunu yaşatan kıymetli torunumun bugün kırkı çıktı. İlk tek ve biricik torunum DÜNYA’m beni büyüttü. ANNEANNElik  makamı dünyanın en güzel sıfatı. Ağrısız sancısız sonsuz saf sevginin konsantre olmuş haliyle yeniden doğuyor ve gençleşiyorsunuz diyebilirim. Bu yeni durumu böyle özetleye bilirim. Allahın yanından gelen en son misafirimiz Torunumun kokusu cennet, sesi, güzelliği, ağlaması gülmesi, bakışı, özenle yaratılmış varlığı ve sevgisi herkese yetecek kadar sevinç ve mutluluk dağıtıyor. Çok şükür. 

                 25 yıldır gözümün bebeği olan kızıma gelişiyle annelik sıfatını veren torunum,  anne kızın birbirini daha iyi anlamasına yol açtığı için çağ kapayıp çağ açan bir bebek olarak ilk icraatını yapıyor. DÜNYA BEBEĞİN gecesini gündüzünü aydınlatan annesi güneş misali hep yanında. Merkezde DÜNYA  olunca tüm dünya onun çevresinde dönüyor. İlk gördüğümde hissettiğim duyguyu anlatamam, yaşanması gereken bir durum. Çok güzel, çok güzel, çok güzel bir an. Sağlıklı sıhatli bir süreçle sonuçlanan lohusalık dönemi çok şükür iyi geçti. Anne sütüyle beslenen bebek mutlu, anne mutlu, biz çok mutluyuz. Birbirlerine çok güzel alıştılar. Evli mutlu çocuklu olmanın güzelliğini yaşayan kızımın yuvasındaki huzura şahitlik etmenin sevincini yaşıyoruz bizde. 

Torunumla göz göze konuşuyorum. Kucağımda kollarımın arasında bana derin ve manalı bakan bir çift gözle yüreğinden geldiği gibi konuşmak ve anlıyormuş gibi pür dikkat beni dinlemesi adam olacak çocuğun ilk göstergesi olabilir diye düşünüyorum. İlk ninnimi kulağına usulca fısıldıyorum. 

E bebeğim eee…

 Uyusunda büyüsün Ay Bala’m benim ninni 

Uyansında kendini bilsin  DÜNYAM benim ninni 

Bu köyde yetişen adama şahit olacaksın Ay balam 

Sevgiyle büyüsün insanoğlu DÜNYAM benim ninni. 


Sezen Aksu’nun ninnisiyle devam edeyim sözlerime 

Bebeğim hadi hoşgeldin

Bak ben nasıl yenilendim

Sana anne sözü bu dünya 

İyi biryer olacak illa

Uyusunda  büyüsün 

Tıpış tıpış yürüsün 

Daima yüzü gülsün yavru canım

Okusunda büyüsün 

Aydınlığa yürüsün 

İyi insan olsun yavrucağım.

Yemyeşil koca bir orman

Şırıl şırıl akan ırmaklar

Toprak ana beşiğimiz 

Biz bütünüz biz biriz. 

Uyusun da büyüsün 

Tıpış tıpış yürüsün 

Daima yüzü gülsün yavru canım. 

Tut kuzum filin elinden

Çiçeği böceği öpüp kokla

Bak bi de köpeğin gözünden

Dinle gör okuyup anla 

Uyusun da büyüsün 

Tıpış tıpış yürüsün 

Daima yüzü gülsün Yavru canım. 

Okusun da büyüsün 

Aydınlığa yürüsün

İyi insan olsun, Daima yüzün gülsün DÜNYAM. 

Seni bize veren Allah’ıma binlerce kez hamd ederim. 

Bir teşekkürde DÜNYA’mı  doğuran canım kızım dünyanın en güzel annesi YASEMİNİME ve babasına çok çok teşekkür ederim. 

Yaşım dedi durul, gönlüm dedi coş,

Yaşım dedi dinlen, gönlüm dedi koş...

Yaşım dedi yeter artık pes, Gönlüm dedi gez...

Yaşımla gönlümü edemedim eş,

biri 15...Biri 55. 

Gelişiyle beni büyüten ve ANNEANNELİK MAKAMINA yükselten, 

Gülümseyen huzur veren  saf minik bir çocuğun yanında çocuklaşan yüreğimle, fiziki yaşım bir anneanne olmasına rağmen hiç bitmeyen bir mavi

sonsuz, sınırsız ve masum, uçsuz bucaksız  masmavi sevgilerin içinde büyüyen yaşım hep çocuk...

Birlikte büyümek için hazırım…

Çocukların iyi yetişmesi, sağlıklı,  huzurlu 

ve mutlu olabilmesi için bizlere düşen görevleri severek yapmaya biz gönüllüyüz bebeğim. Hoşgeldin hoşgeldin dünyamıza DÜNYAM. Nice kırklara, kırk yıllara mutlu sağlıklı huzurlu ilim ve bilimin ışığında aydınlanan yarınların, hak yolunda yürüyen adaletli bir dünyada sevgi ile yaşayacağımız güzel günlerimiz için iyiki benim torunum oldun, hoşgeldin meleğim. Senii çokk çokk seviyoruzz. Dünyanın masalını yeniden yazacağız hep birlikte…

Güzelliklerde buluşmak dileğiyle…

Anneannen

Dünya Köylüsü 

Ayla Bağ 

1 Temmuz 2024 Pazartesi

Kilim Motifleri

 Kızılderili ve Türk kilimlerindeki ortak motifler, Mehmet Yardımcı


Kızılderili ve Türk kilimlerinde ortaklığı en çok görülen; yıldız, akrep, bereket, eli belinde, koç ve hayat ağacı motifleri Türk kadınının, evine bağlılığını, sadakatini, yuvasının korunmasını ve ailede kendinin önemli bir varlık olduğunu anlatan motiflerdir. Yıldız motifi, Türk halılarında üretkenliği temsil eder. Yıldız motifini dokuyan kadın, üretkenim çocuklarım var güçlü ve gururluyum demektedir.  


Kızılderili ve Türk kilimlerinde çokça kullanılan "eli belinde" ve "koç boynuzu" motifleri bir erkek ve bir kadını belirtir. Bereket deseni, dişiyi gösteren iki adet "eli belinde" motifi ve erkeği gösteren iki adet "koç boynuzu" motifinden oluşur. Kompozisyonun ortasındaki göz motifi, aileyi kem gözlere karşı koruması için kullanılmıştır. Eli belinde motifi dişiliğin simgesidir. Sadece analık ve doğurganlığı değil, aynı zamanda uğur, bereket, kısmet, mutluluk ve neşeyi de sembolize eder. Bu nedenle en çok kullanılan ve önemsenen bir motiftir. Türk kilimlerinde yaygın olarak kullanılan hayat ağacı motifi, sonsuzluğun sembolüdür. Bu motif, ölümsüzlüğü araştırmanın ve ölümden sonra yaşam olduğu umudunun bir nişanıdır. Ağaç, Türkler arasında kutsal sayılan bitkilerdendir. Hayat ağacı, güç, kuvvetine inanılan aslan, kartal gibi hayvanlar tarafından korunurken tasvir edilir. 


İnanışa göre, hayat ağacı sürekli gelişen, cennete yükselen hayatın dikey sembolizmini oluşturur. Geniş anlamda sürekli gelişim ve değişim gösteren evreni sembolize eder. Evrenin üç elementini; toprağın derinliğine inen kökleriyle yeraltını, alt dalları ve gövdesiyle gökyüzünü, ışığa yükselen üst dallarıyla cenneti birleştirir. Yeryüzü ve cennet arasındaki iletişimi sağlar. 


Nazarlık motifi, belli özeliklere sahip kimselerde bulunduğuna inanılan; insanlara, hayvanlara, eve zarar veren bakışlardan ve nazardan korunması için dokunur. 


Osman Nedim Tuna, Türklerle Kızılderililerin dil ve akrabalığına dayanan uzantısı ile uğraşıyorum demiş ve önceki ilişkilerden söz açmıştı.  


Çok sık yaptığımız akşam sohbetlerimizde Asya uygarlığını yaratan Türkler ile Amerika kıtasındaki Maya ve Aztek uygarlıkları arasında sembollerle başlayan benzerliğin de önemini vurgulayan Osman Nedim Tuna''nın, bütün Altay Türkleri gibi Kızılderililerin birbirlerine amca, baba, teyze, hala, ağabey diye hitap etmelerini şaşırtıcı buluşu, semboller, dil ve gelenekler açısından çok ciddi benzerlikler olduğuna dikkat çekişi, Türkler tarafından icat edildiği bilinen 12 hayvanlı Türk takviminin Mayalarca da kullanılmış olması, eskilere dayanan bir kültür bağının işaretidir demesi de oldukça önem arz etmektedir. 


Osman Nedim Tuna, Kızılderililerin, bugünkü Sibirya''dan Kuzey Amerika''ya geçen iki göçmen grubunun çocukları olduğu yolundaki görüşlere de yer vermiş, buraya gerek Sibirya''dan, gerek Güney Anadolu''dan gelen kabilelerin buradaki yerli halkla evlilikleri sonucu doğan yakınlık, bir nevi akrabalıktır. Bu akrabalık ırki bir akrabalık değildir. Tıpkı Almanya''ya giden işçilerimizin Alman kızlarla evlenip kurdukları aile bütünlüğü gibidir, görüşüne sahipti. Kızılderili dilinde kullanılan Türkçe sözcükler, bazı Türk gelenek ve göreneklerin benimsenilip kullanılmış olması da Kültür emperyalizmine dayanmaktadır.  


İnsanoğlunun yüzyıllardan beridir her fırsatta kendinden bir iz bırakma isteği olduğunu, bunu kimi zaman mağara duvarına, kimi zaman taşa, kimi zaman da kilime aktardığını vurgulayan Tuna, kültürümüzün Kızılderili kültürüne etkisini dile getirişi, dildeki benzerlikleri işareti ile bazı dil ve halkbilimcilerin dikkatlerini Kızılderili dil ve kültürüne çevirmelerine vesile olarak önemli bir kazanım sağlamıştır.