12 Nisan 2016 Salı

İÇİNDE KALAN UHTE

              1943 doğumlu memur bir babanın cocuğu olan Tülay abla ilk okulu ve orta okulu Niksarda okuduktan sonra babasının tayini Van merkeze çıkar. Van öğretmen okulundan mezun olur.Tayini Reşadiye'ye çıkar. Fakat hayatındaki ilk hayal kırıklığını babası tarafından yaşar.yıllardır öğretmen olmak için hazırlanan bütün bilgi birikimlerini aşkla yapan gelecekle ilgili hayaller kuran Tülay ablanın önü babasının "hayır seni Reşadiye'ye göndermem tek başına "demesi üzerine  bütün hayalleri söner.
               Çocukluk aşkı olan gençle yıllar sonra karşılaşır ve onunla evlenir.Eşinin görevi nedeniyle Ispartada bulunan ve ıspartada halıcılık müesseselerinde göreve başlayan Tülay abla çocuklar dünyaya geldikten sonra eşinin ısrarı üzerine görevinden ayrılıyor ve kendi değimiyle ikinci darbeyi eşinden alan Tülay ablanın çalışma azmi kursağında kalıyor.17 yıl ıspartada kaldıktan sonra eşide istifasını veriyor ve İstanbul'da Halı  ticaretine atılıyorlar.Hem çocukların okulu hem ticaret derken evde oturmayı sevmeyen her daim kendini yenileyen Tülay abla kurslara başlar .Buaradada çocuklarıyla yakından ilgilenir ve onların isteklerine kulak verir.En küçük oğlu okula servisle gitmek ister fakat okul çok yakın olduğu için bu isteğe abes bakılır. Çocuk ısrar edince ve mutsuz olunca okulunu değiştirip uzaklarda servisle gidip gele bileceği bir okula yazdırırlar.Artık en küçük oğlan çok mutludur okula servisle gidip geldiği için derslerinde gözle görülür başarı oranı artmıştır.Herkes çok mutludur.Tülay abla burda ne olur çocuklarınıza kulak verin onları dinleyin diye nasihat etmeden geçemiyor.okulunu başarıyla bitiren ortanca oğlan Amerikaya gider ve orada kendisine yön verir çok sıkıntılar çeker fakat anneye babaya bildirmez ,yanından gelen arkadaşı durumu anlatır .Babasıda destek olmak için bir balya halı gönderir Amerikaya .ondan sonra Amerikada bir yer açar ve oda orada ticarete atılır bugün sayılı firmalar arasında yerini alır ve diğer iki kardeşinide yanına alıp çemberi dahada büyütürler.
Tülay abla çok çalışkan boş durmayı sevmeyen üretime ve yeniliğe daima açık bildiklerini ihtiyacı olanla paylaşmayı seven birisi.istanbulda Zicev(zihinsel engelliler vakfında) gönüllü olarak çalışmaya başlar.Türkiyeye ilk zicevi kuran Makbule Ölçen hanımla beraber çalışmalarını büyük bir özveriyle devam ettirir. İçindeki öğretmenlik aşkının burada depreştiğini gören Tülay abla hangi görev verilirse verilsin büyük bir aşkla yapar.yönetim kurulunda görev alır ve tek hayali bir okul kurmaktır. Fakat nasıl olur ne zaman nasip olur onu bilmemektedir.Birgün bir gönüllü vakıf üyesi ziceve ümraniyede bir arsa bağışlar.Hemen hazırlıklara başlayıp arsanın üzerine okulun temeli atılır ve kısa sürede okul faliyete geçer. Bugün göztepedeki zicev dernek binasında onların eseridir.Emeği geçenlerin isimleri okulun girişindeki tabelaya yazılır Tülay ablanında hayali gerçek olur.
             Bu arada iş hayatında krizler baş göstermeye başlar ve istanbul'dan izmire göç ederler.sağlık sorunları nedeniyle Ankaraya gelirler yine boş durmaz ahşap boyama kurslarına gider. Orada öğrendiklerini kurs açarak bilmeyenlere öğretir.Amerikadaki oğluna birkaç örnek gönderir çok beğenilince üretime başlar.15 sene bu işi yapar.Eşinin sağlık problemleri gittikçe artar ticaret umdukları gibi gitmez ve her şeyden vaz geçerek tası tarağı toplayıp yılar sonra memlekete Niksara geri dönerler .Hayatları boyunca yaptıkları işin en iyisini yapan çok iyi paralar kazanan zirvede tavan yapan yaşamlarının çöküş ve dibe vuruş yıllarıydı memlekete dönüş yılları.yeniden diriliş olarak dillendirdi Tülay abla bu yılları.yine boş durmadı ebru sanatını öğrendi ve 50 yaşında usta öğretici belgesini aldı bunun yanı sıra gönüllü işlerde görev almayıda ihmal etmedi Nikbed(niksar bedensel engelliler vakfında ) öğretmenlik  ve aynı zamanda başkanlığınıda yaptı.bunlar bana yetmedi hayallerim vardı ve bu hayallerimden kaymakam beye bahsettim .gönüllüler tarafından gerekli malzemeler ve destek sağlandıktan sonra bedensel engelliler yararına çini üretimi yapıp gelir sağlamaya başladık.Daha sonra ben bu görevimden ayrıldım ve kendi atölyemi kurdum. Bunun için gerekli belgeleri ve ustalığımı 68 yaşında aldım. Niksara çini işini ilk getiren benim fark yaratmak için bunu seçtim.bir iki fırın bozduk ama işi öğrendik .şimdi Şu anda iki yıldır kendi ürünlerimizi farklı bir şekilde üretiyoruz .Bilmediğimiz için çalışmalarımızda biz kendi kendimize farklı usullerde üretim yapmışız bizim bu üretimimizide müşteri çok beğendi bizim  çinilerimiz Kütahyan'ınkinden farklı şimdi bilmediğimizden dolayı yarattığımız bu farkımız bizim markamız oldu kursiyerlerimizle ve çalışanlarımızla beraber Amerikaya oğlumun sayesinde üretim yapıp para kazanıyoruz.Tek hayalim çininin okulunun kurulması.
            Tülay abla edindiği bu iş tecrübesini şöyle açıklıyor ,çini fırına girmeden hatasını belli
etmiyor,sırrını açığa çıkarmıyor,ne zaman fırına girdi çıktı ürünün sırrı  o zaman açığa çıktı.sıfır
dereceden 905 dereceye yükselen ateşte herşey açığa çıkıyor.bebeklik ham dönem ,aile eğitimle  pişme dönemi,ne zaman piştim diyeceğiz bilmiyorum diyor....
Tülay abla bir derya bir okul bu okula kayıt olanlar çok şanslı,şimdi bu okuldan birkaç öğreti örneği...
-Ahşap kursunu vermemin sebebi her evde beni hatırlatan bir obje olsun istedim.Anılmak,hatırlanmak,unutulmamak diyor.
"okuldaki bilginle öğretmenlik yapmaya kalkarsan öğretmen olamazsın,öğretmen hep okuyacak öğrenecek,öğretecek,bilgiyi saklamayacaksın"demiş müfettiş bunu kulağına küpe yapmış.
-Fikir alış verişi çok önemli,benim görmediğimi başkasının görmesi çeşitlilik sizi daha iyi yere götürür.gurup ekip işi ve sorumluluk insanı geliştirir.
-Üretmek,ürettiğinin beğenilmesi ve pazar bulması çok güzel.
-Geçmiş bana insan olmayı öğretti.
-Uzun mutsuzluklar beni hasta etti,bunun zararı bana demek ki negatifliklerin üstünü örteceksin.kendini meşgul edeceksin boş durmayacaksın.
-Elimden bir şey gelmez deme,belgesel izle ,müzik dinle,bahçeyle uğraş,tamir edilecek bir şey bul,
-Hayaliniz olsun ve onları gerçekleştirmeniz için çaba harcayın.
-Şükür etmeyi hala hayatın içinde ve üretmek için çaba harcamak olarak görüyorum.
-ölümden korkmuyorum Allah iman kuvveti versin ben Allahın bizi esirgediğine koruduğuna yürekten birmilyonkez inanıyorum .yoksa üç tane evlat gurbet ellerde kimseye yem olmadan ayakta durabiliyorsalar kendilerini bozmadan bu yaradanın sayesindedir diyorum.
Sana yaşadığım bir olayı anlatayım kızım
"Dibe vurduğum dönemlerdeydi eve kapandım kimse yok çevremde çocuklardan ayrı ,zirve dönemlerden dibe vurduğum anlar çok üzülüyorum çok ağlıyorum .Bir gün yine evde kendi kendime bağıra bağıra ağlıyorum kabullenemiyorum olanları,kendi sesimden kendim rahatsız olduğumu fark ettim birden kapı çalındı elimi yüzümü düzelttim kapıyı açtım.karşı komşu geldi içeriye buyur ettim oturdu,ben konuştum o dinledi ben konuştum o dinledi sonrada baba sarılıp üzülme bunlarda gelir geçer dedi ve kalkıp gitti komşum .o gittikten sonra bir rahatladım bir rahatladım yeniden doğmuş gibi oldum.aradan bir hafta geçti çarşıda karşı komşuma rasladım,iyiki ogün bana geldin beni
dinledin Allah senden razı olsun şimdi çok iyiyim dedim.kadın yüzüme tuhaf tuhaf bakıp "ne
diyorsun Tülaycım ben seni bir aydır ilk defa görüyorum ben burda yoktum kızımdaydım yeni  geldim "diyor. O gün Anladımki Allah hep benim yanımda  yeterki sen ona derdini söyle
dermanınıda sana gönderen yardım eden odur."
-çocuk eğitimi çok önemli ,sorumluluk,ekonomi çocuğa küçük yaşta verlmeli haftalık haçlık gibi,tiyatroya muhakkak gitmeli çocuklar çünkü kendinize açılan bir sayfa muhakkak vardır tiyatroda
-son olarak işinizi sevgiyle ve beğeniyle yapın,yaşın önemi yok yaşa takılmayın,maddi kaygı duymayın,önce eğitiminizi alın sonra plan yapın ,sonra fırsatları kollayın veya yaratın her yeni gün bize sunulan bir fırsat olarak değerlendirin.
            Tülay ablayı hayata bağlayan dinamik olmasını sağlayan içinde uhde kalan öğretmenlik aşkı şu anda Niksarda çini öğretmenliği yapan ve 73 yaşında geleceğe dair planları olan yaptığı işin okulunu kurup daha çok kişiye ulaşmayı amaç edinen ve annesiyle beraber mutevazi bir yaşam süren
Yaşanmışlıkların hakkını veren bu güzide insanın anlattıklarından yola çıkarak kendimizdeki yaşam enerjimizi açığa çıkması için bir öncü niteliğindeki hikayesinden yaşın öneminin olmadığını sadece işimize odaklanmamız gerektiğinin altını çizer ,geriden gelenlere örnek olması dileğiyle..." Dünya üzerinde insanlar bir direktir. Bu direkler üstünde sevgiye ait bir not vardır " bu notu okuya bildiysek ne mutlu bize.
               Gülen yüzüyle ışıldayan gözleriyle anaç tavırlarıyla bize hayat hikayesini anlattığı için bizimle tecrübelerini paylaştığı kırk kızlardan birisi olduğu için ona çok teşekkür eder ,selam ve saygılarımı iletir ellerinden öperim .




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder